Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım?

Osman Müftüoğlu

Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım? Gönderileri

Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım? kitaplarını, Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım? sözleri ve alıntılarını, Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım? yazarlarını, Hayatı Uzatmanın Sırları 2: Neyim Var? Ne Yapayım? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hipoglisemi baş ağrısı yapar mı?
Evet! Eğer baş ağrılarınız varsa ve bu soruna çözüm arıyorsanız, kan şekerinizi kontrol ettirmeyi sakın unutmayın. Çünkü hipoglisemi de baş ağrısına yol açabilir. Kandaki şeker değerinin yüksek olması gibi az olması da ciddi bir sağlık problemidir. Kan şekerinin en az 80 olması gerekir. Bu değerin 80'in altında olması hipoglisemi denen bir sağlık probleminiz olduğuna işaret eder. Baş ağrısının yanında tatlı düşkünlüğü, çabuk acıkma, birdenbire ortaya çıkan açlık atakları, yorgunluk, terleme, uyku bölünmeleri, öfke nöbetleri, unutkanlık ve kafa karışıklığı gibi semptomlardan da şikâyetçiyseniz aklınıza ilk gelmesi gereken sağlık sorunu hipoglisemi olmalıdır. Önemli bir not: Hipoglisemi ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunudur. Kan şekerinin 80'in altına düşmesi, hücrelerinizi enerji kaynağı olan şekerden yoksun bırakır. Bu durumdan her organ etkilense de birincilik beyin ve sinir sisteminindir.
İleri yaşlarda görülen baş ağrılarının nedenleri nelerdir?
İleri yaşlarda başlayan baş ağrılarında öncelikle altta yatan bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Migren yaşla birlikte azalma gösteren bir hastalıktır. İleri yaşlarda başlama olasılığı yaklaşık %2 civarındadır, yani ihtimal son derece düşüktür. Özellikle ileri yaşta başlayan baş ağrılarının ardında genelde iki sağlık problemi yatar: Bu ağrılar ya damar iltihabına bağlı baş ağrılarıdırki buna temporal arterit denir ya da hipnik, yani sadece gece uyurken ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Özellikle ileri yaşlarda görülen ve REM uykusu sırasında ortaya çıkan hipnik ağrılara nadiren rastlansa da böyle bir olasılık mutlaka göz önüne alınmalıdır. Bu ağrılar öyle şiddetli olur ki, kişiyi uykusundan uyandırır. Kısacası 50 yaş üstündeki bir hastada yeni ortaya çıkmış baş ağrıları söz konusu ise mutlaka bir doktora danışmak gerekir.
Reklam
Yani, siz siz olun sakın baş ağrısı deyip geçmeyin. Özellikle birkaç günden uzun süren, şiddeti giderek artan, karakter değiştiren, bedenin başka yerlerindeki sağlık sorunlarıyla ilişkili olduğu düşünülen baş ağrılarında fazla zaman kaybetmeden tıbbi yardım almakta fayda var.
Tüm dünyadaki araştırmalar, kadınların başının daha çok ağrıdığını gösteriyor. Neden mi? Çünkü kadınlar erkeklerden daha mükemmeliyetçi. Erkeklere oranla hayat üzerine daha fazla kafa yoruyorlar. Ayrıca, bizim gibi toplumlarda maalesef kendilerini ifade etmeleri erkeklere kıyasla çok daha güç. Dolayısıyla, psikolojik olarak daha fazla yoruluyorlar.
Çeşitli baş ağrısı sebepleri
-Göz problemleri, görme bozuklukları baş ağrısına neden olabilir. Ciddi bir problem olan göz tansiyonunun ilk ve çoğu zaman tek belirtisi baş ağrısıdır. -Baş ağrınızın arkasında yatan nedenin ortakulak iltihabı olma ihtimali de var. Aklınızda olsun, birçok kulak problemi baş ağrısı yapar. -Sinüzit probleminin başlıca belirtilerinden birinin baş ağrısı olduğunu hatırlatmak istiyorum. -Stres baş ağrısı yapıyor. Siz fark etmeseniz de stresli olduğunuzda boyun kaslarınız kasılıyor ve bu kasılma size baş ağrısı olarak geri dönüyor. -Kan şekerinizin düşmesi del başınızı ağrıtabilir. Bu yüzden, başınız özellikle aç olduğunuzda ağrıyorsa aklınıza önce hipoglisemi gelmeli. -Başınızın üst kısmında, özellikle de ensede çember şeklinde bir basınç hissediyorsanız, yüksek tansiyon probleminiz olabilir. Zaten bir tansiyon hastası iseniz, büyük ihtimalle aldığınız ilacın dozu artık yetersiz geliyor
Özellikle ameliyat olmanız gerektiği söylendiğinde, sağlık problemlerinize bir teşhis konmakta gecikildiğinde, tekrar tekrar yeni testlere ihtiyaç duyulduğunda, konulan teşhis doktorunuzun uzmanlık alanının dışında kaldığında ve uygulanan tedavilere rağmen şikâyetleriniz, sorunlarınız devam ettiğinde yeni bir görüş almaktan, ikinci fikre başvurmaktan çekinmeyin. Bilhassa size kanser, şeker hastalığı, hipertansiyon, kronik yorgunluk, depresyon, romatizmal hastalıklar, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, kronik yorgunluk, hipoglisemi ve benzeri uzun süreli kronik sağlık sorunları ile ilgili teşhisler konduğunda ikinci fikrin daha da önemli hale geldiğini unutmayın.
Reklam
Vücudumuz bize çok şey anlatır. Bir hastalık daha ortaya çıkmadan vücut birçok sinyal verir. Bu sinyalleri fark eder ve erkenden önlem alırsak daha kaliteli bir yaşam ya şayabiliriz. Yani bilgi ile beraber farkındalık da çok önemlidir.
Tip yeni bir çehreye bürünüyor. Sadece hastalıklar ortaya çıktıktan sonra duruma müdahale ederken, artık hastalığın hiç oluşmaması için alınabilecek önlemlerle de ilgilenmeye başladı. Tıp değişirken, sağlık da yepyeni bir anlam kazanıyor. Sağlık kavramı artık yalnızca hastalıkları erken teşhis ve tedavi etmekle sınırlı değil.
Modern tıp sağlıklı olmakla, sağlığı korumakla ilgilenmez. Bir doktora gidip, vücudunuzda eskiden deneyimlemediğiniz ufak tefek farklılıklardan söz ederseniz büyük ihtimalle size boş gözlerle bakacaktır. Çünkü doktorunuz hastalığı teşhis etmek ve hastalığı tedavi etmek üzerine eğitim almıştır. Tüm eğitim sistemi bunun üzerine kurulmuştur. Ama vücudunuzdaki o ufak değişimler hastalığa dönüştüğünde artık tıp ilminin ilgi alanına da girmiş olursunuz. Halbuki sağlık ve hastalık arasındaki çizgi her zaman net ve açık değildir. Bir akşam sağlıklı bir insan olarak yatıp sabahına hasta biri olarak uyanmazsınız. Eğer sağlık beyaz, hastalık siyah renkte ise, arada upuzun bir gri bölge vardır. Ve modern tıp, söz konusu bu gri bölge olduğunda yetersiz ve çaresiz kalır. Mesela yorgunluk, şişkinlik, uyuşukluk, halsizlik, uykusuzluk, sabah yorgunluğu, cilt kuruluğu, gaz, kabızlık, ağrı, kramp, uyuşma ya da karınca- lanma ve benzeri sorunlara modern tıp pek ilgi duymaz. Neredeyse her iki insandan biri bu sorunlardan muzdarip olsa da, tıp onları görmezden gelir. Oysa bana göre, psikosomatik olarak değerlendirdiğimiz birçok sorundaki ortak nokta, sağlıklı olma haliyle hasta olma durumu arasındaki geçiştir. Fakat maalesef modern tıp ölçemediği, göremediği ve dokunamadığı sorunları hastalık olarak tanımlamaz, kategorize etmez. Daha doğrusu edemez. Ve bu durumda da görmezden gelir. Hatta eğer işin içinden hiç çıkamazsa hemen problemleri ruhsal sorunlara bağlar ve "psikolojik" der geçiştirir.
Modern tıbbın temel ve bence en önemli kusurlarından birisi de sadece hastalıklarla ilgilenmesidir. Tıp bütün konsantrasyonunu hastalıkları tedavi etmeye yöneltir. Bunda tıp biliminin ilaç endüstrisi tarafından desteklenmesinin de payı büyüktür. Bir tabloda hastalık yoksa tıp da yoktur!
Reklam
Başkalarına ilaç tavsiye etmeyin. Size başkalarının önerdiği İlaçları kullanmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Ve mümkün olduğunca doğal alternatifleri tercih etmeye çalışın. Gazınız mı var? Nane, papatya, zencefil çayı içmeye ne dersiniz?
bilinçsiz ilaç almak yaşlanmanıza neden olabilir. Herhangi bir ilacı doktor tavsiyesi olmadan kullanmayın, sürekli kullandığınız ilacı kesmeden önce mutlaka doktorunuza danışın. Sonuçta ilaçların, vücudunuz için yabancı ve kimyasal bir madde olduğunu unutmayın. Bedenimiz, genlerimiz, organ ve hücrelerimiz bu maddeleri tanımaz ve çoğu zaman bunlara tepki gösterirler. Yani ilaçlar iki ucu keskin bıçak gibidir! Bu nedenle gereksiz yere ağrı kesici, ateş düşürücü, gaz giderici, asit azaltıcı gibi ilaçlar kullanmayın. Doktorunuz ilaç kullanmanızı önerdiğinde sorununuzu ilaçsız çözmenin mümkün olup olmadığını mutlaka öğrenin.
Özellikle son yıllarda ardı ardına patlayan ilaç skandalları ve yapılan yüzlerce, binlerce araştırma eskiden gayet güvenli olduğunu düşündüğümüz birçok ilacın ciddi yan etkileri olduğunu ortaya çıkardı. Hatta sizlere "Hayatın boyunca bu ilacı kullanacaksın," diyerek önerdiğimiz, faydalarını öve öve bitiremediğimiz bazı ilaçların faydadan çok zarar verdiğini öğrendik.
Hemen hemen her ilacın yan etkisi olduğunu, hatta bunların bazılarının hayatınızı tehdit edebileceğini aklınızdan çıkarmayın. Doktorunuzun size önereceği her ilaç hakkında bilgilenmeye çalışın. Özelikle de kullanacağınız ilaç tansiyon tedavisi, kalp yetmezliği, yüksek kolesterol ya da hormon takviyesi için önerilmişse!
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.