Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayatın Sessizliğinde

Aslı Erdoğan

Hayatın Sessizliğinde Sözleri ve Alıntıları

Hayatın Sessizliğinde sözleri ve alıntılarını, Hayatın Sessizliğinde kitap alıntılarını, Hayatın Sessizliğinde en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bana verilmiş ve verilmemiş herşeyin toplamıyım ben, yitirdiklerimle yitirecek lerim'in, sözcüklerin kanıyla suskunlukların... Defalarca anlatılmış bir hikayenin gizlediği hiç anlatılamayanım ben, kumlara gömülü tohumun sabrıyım, çöl yağmurunu bekleyen, uzun bir bakışım, yokluğun bir ucundan ötekine, bir türlü ezgisini bulamayan şarkısıyım bütün sonların..."
Üzerine tam oturan bir giysi gibidir yalnızlığın.
Sayfa 24
Reklam
Bazen bir sözcük, bir anafor gibi yakalar insanı, yerle gök, ölümle yaşam arasında savurup durur. Baş aşağı çevirir dünyayı, dünle yarını iç içe geçirir, her şeyi değiştirir çözer, yeniden birleştirir. Sonra, ansızın, dışarı, kendisinden dışarı bırakıverir. İşte böyle bir sözcük: gece. Kutsal, ebedi, sır dolu gece. Renkler, imgeler, ışınlar, dalgalar, cam kırıkları gibi parlayan karanlık.
Sayfa 49
… Son sigaralar, sonuna gelmeden bastırılmakta, vaatlerini yerine getirmeden biten gecenin tam ortasına.
Sayfa 45 - Everest yayınları 10.Basım / Temmuz 2022Kitabı okudu
Yalnızlığımın tam ortasında konuşuyorum, ben ki yalnızlıktan daha uzun süren bir şey tanımadım.
Sayfa 116
… Yüzünü temizle, gözyaşlarını sil , ağlamak yeniyetmelere özgüdür kızım! , pazar gününün ruhuna uygun bir şeyler geçir üstüne.Onu kimliklerle donatıp hep tutarlı davranan biri kılığına sok.
Sayfa 128 - Everest yayınları 10.Basım / Temmuz 2022Kitabı okudu
Reklam
İyiyim, iyi… Yürüyüp duruyorum, herkes gibi. Herkes kendi yolunda, yürüyüp duruyor. Ben de işte, bir orada, bir burada, rastgele, tam ortada, çemberin üstünde… Sendeleye topallaya, hep gecikmiş, hep zedelenmiş. Bilirsin, sürüler ve kurtlar hikayesi, bir filozof her şeyin aktığını, her şeyin değiştiğini söylemiş. Doğru elbet, insan ölüp duruyor. İyi gidiyor. Hep daha derinlere doğru, bu da bir metafor galiba, yolculuk işte, bilirsin; insan yön duygusunu yitirince aşağı mı, yukarı mı gittiğini kestiremiyor, bu denli hafiflediği için yükseldiğini sanıyor. Ama işte, yüzey çok kaygan, pençelerini geçirsen bile kayıyorsun. Pençelerini geçirmiş bir halde… Hayat böyle bir şey işte.
138-139
Muazzam.
Eskiden, çok eskiden, asla geri gelmeyecek altın çağda, sonsuzluk henüz çarpıp durmamışken zamana, ışık vardı. Söz vardı. Sözün geldiği yürek. Toprak ve suret. Ama hiçbiri yetmedi insanların dünyasının filizlenmesine. Parçalamayı öğrendi tanrılar. İlk cinayet işlendi, kardeş kardeşi öldürdü. Kan suya karıştı, ışık çığlığa… Daha doğmamış olan, sonsuza dek ayrıldı ölenden, söz koptu yürekten, suret unuttu yüzü. Kırmızı bir perde gibi gerildi kan, ölümle yaşam arasına... Bunun içindir ki hep eksik, hep tamamlanmamış kalacak hayatımız, her gün bir tanrı başka bir tanrıyı boğazlayacak içimizde ve her gün yeniden yaratacağız kendimizi, kanla düşlerin evliliğinden.
Sayfa 7
Ama nedir ki insan bir aynadan ve yankıdan başka?
Sayfa 114
‪“Söyleyecek sözüm değil,sanki sesim kalmamıştı.”‬
Sayfa 164
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.