...orada hayatın başedilmesi gerekli günlük zorlukları insanları ayakta tutuyor. her zaman yapacak bir işiniz var. sizden bir şey beklendiğini duyabiliyorsunuz.
"Sanki temelde bir suç varmış gibi, mahkeme sonucuna 'aklanma' deniyor. Aklanma! Suç peşinen kabul ediliyor, sonra temizleniyor... Yüzlerce insan sanki pismiş de, davaları süresince çamaşır makinesine atılıp tertemiz edilmişler!..."
Ey zamanımın korsan gemileri! Eğer ben siz olsaydım, bir çiçek, bir inek -ya da bir korsan gemisi-olsaydım, hayatın tadını ben de çıkarırdım, demiş Dostoyevski.
"Bütün kitaplar" demedi mi sonra, "bütün iyi ve güzel kitaplar bilinç an'larımızı ışıldatan kitaplar değil midir? Bütün tablolar, heykeller, müzik parçaları? Avuçlarımızdan kaçan ne varsa, ancak onlarla yakalayabiliyoruz."
"Yine de insan, bir kezcik olsun eliyle bir şeyi, ne bileyim, bir yaşamı tutmak, işte bu, budur, demek istiyor. Ya da karşıtı: Bir kezcik, bir şeyi, bir yaşamı, o, o olacağından emin, avuçlarından salıvermek. .. "