Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayvan Deyip de Geçme

Aziz Nesin

Hayvan Deyip de Geçme Gönderileri

Hayvan Deyip de Geçme kitaplarını, Hayvan Deyip de Geçme sözleri ve alıntılarını, Hayvan Deyip de Geçme yazarlarını, Hayvan Deyip de Geçme yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Aziz Nesin'in özellikle çocuklara ve gençlere hayvan sevgisi kazandırmayı amaçlayarak derlediği eseri büyük keyifle okudum. İçerisinde şahit olduğu, dinlediği, okurlarından gelen ve bazı haberlerden hayvanlarla ilgili anılar var. Kitabı okurken birçok duyguyu peş peşe yaşadım. Hayvanlara bakışım kötü olmasa da sempati seviyemi artırdığını söyleyebilirim. Bence bu eseri okuyan birçok kimse de hayvan besleme isteği fazlasıyla olmuştur. Herkese öneririm. İlgilenenlere keyifli okumalar dilerim.
Hayvan Deyip de Geçme
Hayvan Deyip de GeçmeAziz Nesin · Nesin Yayınları · 2012274 okunma
Öyleyse, topluma yararlı kişiler olarak yetişmeleri için, çocuklarımıza hayvan sevmeyi, hayvanlara sevecen davranmayı öğretmeliyiz.
Sayfa 1 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Batı'nın kimi ülke ve insanlarını tanıyan bir yurttaş olarak derim ki, hayvan sevgisi en az olan insanları, hatta hayvana düşman olanları bizim sınırlarımız içinde bulursunuz. En kalabalık kentlerimizde kalburüstü aile çocuklarının bile sokakta buldukları başıboş kedi yavrularına yaptıkları işkenceleri görmüş olacaksınız. Ana babalar, çocuklarına hayvanları okşayıp sevmesini öğretmedikleri gibi, sokaklarımızda sürüp giden bu işkence olaylarını gözleyip, çocukların sadist eğilim lerini önlemezler.
Hayvanları seven her kişi ille de insanları sevmez, ama insanları seven her kişi, hayvanları, doğayı kesinlikle sever.
inek sütü sadece buzağı içindir.
Yavrulamış bir inek vardı. Yavrusu ahırda kalır, ana ineği otlatmaya götürürdüm. Akşam dönüşünde, yavru memesini emmek için ana ineğin yanına koşar, ben de sağılmadan önce meme emmesin diye, yavruyu yanına bırakmaz, ana ineği ahıra kapardım. Bir akşam yine sürüyü otlatmaktan getirmiştim. Ana inek öbür sığırlardan ayrılıp ahıra, yavrusuna koştu. Yetişmesem, yavrusu memesine asılıp emecekti. Ben her zamanki gibi yavruyu ahırdan çıkarıp ineği ahıra kapamak istedim. Ama ana inek, kapamayayım diye kapıya koştu, beni süserek, kapıyı kapamama bırakmadı. Beni boynuzlaya boynuzlaya ahırın köşesine sıkıştırdı. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum, ama evde kimse yoktu. Zaten başkaları varken, inek böyle bişey yapmamıştı. Beni sıkıştırdığı köşede epey zaman boynuzladıktan sonra, yanına gelen yavrusunu emzirdi."
Sokak köpeklerinin durmadan üreyerek tehlike yarattığı söyleniyor. Belediye dişi köpeklere iğne yaptırtarak gebe kalmalarını önleyemez mi? Bizim sokağımızda sokak köpekleri var. Seviyoruz onları, bakıyoruz hepsine...
Reklam
Köpek insanın iyi dostudur. Köpekler -pekaz bile olsa-çocukların ve delikanlıların insan olmasına yardım ederler. İnsan olmak da pek öyle kolay bişey değildir; bu, bütün derslerin sınavlarından en yüksek notları alarak olgunluk diplomasını elde etmekten bile zordur.
Bizde, bu köpek sevgisini pek de iyi saymayanlar var. Ama bence bir insan "Köpoğlu" diye söverken, yada "Faşist itleri!", "Faşist köpekler!" diye yazarken, yalnız kendi fantezisinin yoksunluğunu, aşırı kurumluluğunu göstermekten başka bişey yapmış olmaz. Hiçbir zaman hiçbir köpek -hatta faşistlerin terbiye ettikleri bile- Hitlercilerin canavarlıkta vardıkları yere varamamışlardır. Köpekler konuşabilselerdi, aralarında konuşurlarken kendi cinslerinin kötülerini cellatlık eden insanlarla bir tutar, yani böylelerine "İnsanoğlu insan!" derlerdi.
Başıboş köpek ve kedilerin zararsız hale getirilmesinde uygar milletlerin kullandığı metotları pekâlâ bilirler ve bu hizmeti yapmakla vazifeli olan servise tavsiyelerde bulunabilirler. Bu vahşetin bu şekilde devamını da önleyebilirler. Bizce bu iş, Hayvanları Koruma Derneğinden evvel Belediye Veteriner Teşkilatının vazifesidir. Toplumda yerleşecek hayvan sevgisi, şefkat ve merhamet hissi, o millette sükûnet içinde yaşamak, hak ve hukuka riayet hislerinin yerleşmesini sağlayacaktır. Türkiye Hayvanları Koruma Derneği yıllardan beri özel ve kamu sektöründen maddi bir destek gözetmeksizin, kendi yetenekleri içinde, hayvanları korumayı hedef tutan bütün mevzuatın uygulanması için devamlı çaba göstermekte, icra organlarını uyarmakta ve bu işi her zaman artan bir hızla takip ederek gelecekte daha büyük güçle faaliyetine devam etmek azmindedir.
smelly cat smelly cat
Merakımı yenemeyip yemekte kendisine sordum: Bu kadar çirkin, bu kadar da çok kediyi nasıl bir araya toplayabildiniz? Bayan Adriyen, -Kolay olmuyor, dedi, sokak sokak arayıp ancak böylelerini bulabiliyorum.Ortalıkta dolaşan kedilerin kimisi kör, kimisi topal, hastalıklı, eciş bücüş, yampiri, çirkin şeylerdi. Çirkin kedi koleksiyoncusu Bayan Adriyen'e, -Neden içlerinde bitek bile güzeli yok? dedim. Bayan Adriyen, çünkü, dedi, güzel kediyi kim olsa sever, evine alır, bakar. Bu çirkin zavallıları seven, evine alıp bakan olmaz. Onun için ben, sokak sokak dolaşıp en çirkinlerini arayıp buluyorum.
Reklam
Köpekler, kendilerini seven insanları, daha uzaktan seriyor sanırım. Bir gece geç saatlerde, konuk olduğumuz bir dostumuz evinden dönüyorduk. Hiçbir sevgi belirtisi göstermediği hal de karımın arkasına bir sokak köpeği takıldı. Alışkın olduğu yerden uzaklaşmaması için hayvanı kovaladım. Kaçmadı yere yapıştı. Biz yürüyünce yine arkamızdan geldi.
Baktık ki, kümesteki tavuklar canavarlaşmış, birbirlerini yiyorlar. Bunun neden olduğunu anlayamadım. Bir veterinere danıştım. Tavuklarda bu canavarlık sık sık görülür, önemli değil... Veteriner dedi; Buna cannibalisme denilirmiş. Yani kaniçicilik hastalığı demekmiş. Tavuklar kansız kaldıkça, kana acıktıkça, kan içmeyi gereksiniyorlar. Geniş bahçelerde, kırlarda dolaşan tavuklar böcek, kurt yiyerek gerekli kana doyuyorlarmış. Ama kapalı yerdeki tavuklar içecek kan bulamayınca işte böyle birbirlerini yerlermiş. Bunu önlemek için köylerde, tavukların kuyruk altlarına katran sürerlermiş.
Bilimsel araştırmalara göre, suçluların yüzde sekseninin, çocukluklarında hayvanlara eziyet edenler arasından çıktığı anlaşılmıştır. Öyleyse, topluma yararlı kişiler olarak yetişmeleri için, çocuklarımıza hayvan sevmeyi, hayvanlara sevecen davranmayı öğretmeliyiz. Hayvanlara acıyanlar, hayvanları sevenler, insanlara da duygulu davranır, güçsüzleri korur, acı çekenlere yardım ederler. Hayvana bakan çocuklarda, kendine güven, sorum duyguları gelişir.
"Hayvanları her seven kişi ille insanlari da sevmez, ama insanları seven her kişi, hayvanları, doğayı kesinlikle sever."
Sayfa 224
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.