“Ya gerçekte var olmayan zincirlerle bağlandığımıza inanıyorsak? Ve çevremizdeki dünya inandıklarımızı yansıtan mükemmel bir aynaysa?
Doğduğumuzdan itibaren karşılaştığımız, çoğu bize ait olmayan binlerce önerme arasından hangilerini kabul edersek bizim de o olduğumuzu söylüyor kitap. Eğer bir değişim istiyorsak kabul ettiğimiz önermeleri değiştirmemiz gerektiğinden bahsediyor. Kitap beni çok etkiledi. Okurken bir yandan da ‘Beşinci Anlaşma’ yı düşündüm. Orada da bu konudan bahsediliyordu. İnandığımız şeyler kim olduğumuzu belirliyor aslında.
“Neden kurtarmak, Jamie, diye sordu kendi kendine. Görmediği duvarların üzerine bastığına, onu tutsak ettiğine, yiyecekten, sudan, havadan yoksun kaldığına inanacak kadar hipnoza gömülmüş bir insanı nasıl kurtarabilirsin?
O insana kim ulaşıp da etrafındaki duvarların hayal olduğunu söyleyebilir, onu buna kim inandırabilirdi?”
Bu kısacık kitap bana çok şey anlattı. Jamie Forbes’in duvarlarını yıkmasına tanıklık ederken ben de kendi duvarlarımı bir yokladım. Şu fikri çok sevdim:
“Şöyle bakacağım olaya: Kendi hatlarımı yeni baştan döşüyorum. Her aşamada negatif enerjileri pozitife dönüştürüyor ve ne olduğunu görüyorum. Tanrı biliyor ya, bu yaşama yetecek kadar negatif önermeyi kabullendim; şimdi pozitif önermeler zamanı.”