Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hulki Bey ve Arkadaşları

Yiğit Okur

Hulki Bey ve Arkadaşları Sözleri ve Alıntıları

Hulki Bey ve Arkadaşları sözleri ve alıntılarını, Hulki Bey ve Arkadaşları kitap alıntılarını, Hulki Bey ve Arkadaşları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir ölü geçti odadan, tamburlara, utlara, sazlara süründü. Duyulmayan bir sesti. Aynayı dolaştı bir baştan bir başa. Salih'le Katya'nın gözleri birbirine değdi an. İndirdiler gözlerini. Ölü, geldiği gibi gitti. onlar yaşıyordu.
Sayfa 342 - Can YayınlarıKitabı okudu
Özgürlük denilen, demek ki bu! Yani,yalnızlık.
Sayfa 255 - can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
— ...Paranın kokusu yoktur, derler. Palavra. Bir değil, binbir kokusu vardır paranın. Kimden aldığına, kime verdiğine, hangi amaçla alıp hangi amaçla verdiğine göre sürekli değişir paranın kokusu.
Sayfa 330 - Can YayınlarıKitabı okudu
— ...Senin repertuvarında denge yok. Bir tango, ardından nihavent, derken vals, derken Rumca, derken Edith Piaf... — Ama, Aleksi bunu bilinçle yapıyorum. Böylesi daha çok coşturuyor. Benim amacım, herkesin bildiği şarkıları söylemek. Konser vermiyorum ki. Amacım herkese şarkı söyletmek. Şarkılardan daha hızlı paylaşabildiğimiz başka şey var mı?
Sayfa 320 - Can YayınlarıKitabı okudu
Arkadaşlık burun buruna olmakla yeşermez. Bir gönül titreşimidir arkadaşlık.
Sayfa 302 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
— Ama azizim, beni ciddiye almıyorsun. — "Yanıtı doğru almak istiyorsanız, soruyu doğru sorun." demiş Paskal.
Sayfa 225 - Can YayınlarıKitabı okudu
Canı cehenneme güvenli kıyıların.
Nedendir bilinmez ya, bazı kadınlar, güvenli kıyılara palamar bağlamak yerine, bu çalkantılı ufuklara tutkundur. Sonuçta, ne ufka varabilirler ne kıyıya. İki ara bir dere, orta yerde kalakalırlar. Geceleri yaz bahçelerinde, çalı çırpıdan tutuşturulmuş ateşe üşüşen kır böcekleri gibidirler. Alevin karşı konulmaz çekiciliği yanma korkusunu unutturur onlara.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
— ...O sadece Fransız İhtilali değildir, dünyayı değiştiren ihtilaldir. Çanakkale Zaferi de, dünyayı değiştirmiştir. — O niye? — Niyesi var mı oğlum. Çanakkale, 1917 Rus İhtilali'nin altyapısıdır. Anadolu İhtilali'nin de altyapısıdır. Anadolu İhtilali de mazlum milletlerin, emperyalistlere başkaldırışının altyapısıdır...
Sayfa 178 - Can YayınlarıKitabı okudu
Paranın Kokusu
- Püff be! Bu paralar et kokuyor! - Ne koksun istiyordun? Kaldı ki, para kokar. Paranın kokusu yoktur derler. Palavra. Bir değil, binbir kokusu vardır paranın. Kimden aldığına, kime verdiğine, hangi amaçla alıp hangi amaçla verdiğine göre sürekli değişir paranın kokusu.
Sayfa 330 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Paranın kokusu yoktur, derler. Palavra. Bir değil, binbir kokusu vardır paranın. Kimden aldığına, kime verdiğine, hangi amaçla alıp hangi amaçla verdiğine göre sürekli değişir paranın kokusu.
Kar...
Karın kulakla duyulmayan sesinde sanki bir uğultu vardı. Sessizliğin yankısı. Meclislerde, mitinglerde, büyük kalabalıkların sustuğu, tıs çıkmayan anlarda, bilinmedik yerlerden gelen uğultuyu andırıyordu. Karın bu sessiz uğultusu, yatma zilini bekleyen, nefes ve ayak kokan, soğuk sınıfın, sıkıntı basmış uğultusunu da örtüyordu.
Sayfa 52 - Can YayınlarıKitabı okudu
Sorunlarını çözmeye çalışıyorlardı. Oysa, çözdükçe dolanıyordu sorunları. Akıntıya çektikleri kürek, ceviz büyüklüğündeki ömür teknelerini, ne ufka götürüyor, ne kıyıya getiriyordu.
Sayfa 70 - Can YayınlarıKitabı okudu
Oysa, onu koşturan artık yazgısının yerçekimiydi. Onu koştura koştura çeken tarihin mıknatıslarıydı. Kıbrıs'a ilişkin Londra Konferansı'yla Ankara arasında biri, umursamadan istekaya bir tebeşir darbesi atmış, ilk topa sonunu düşünmeden pervasızca vurmuştu. Artık, toplar fiziğin kurallarına uyacak, birbirlerine vuracaktı. Buna engel olmak olası değildi.
Her şey onun istediği gibi, her şey eskisi gibiydi. Sadece bazı kokular, bazı renkler, bazı sesler eksikti. Şu anda salon, eskisi gibi anason, ısıtılmış şarap, tarçın kokmuyor; tutkal, ahşap cilası, yağlıboya kokuyordu. Ama, nasıl olsa bu kokular uçup gidecek, salonu eski kokuları dolduracak, avize gene sarımtrak ılık ışığıyla salona eski rengini verecek, orkestra eşliğinde hep birlikte söylenen şarkılarla, gene şen şakrak, oynak, eski sesine kavuşacaktı salon. Gene eskisi gibi karadan çözülüp hem gecenin rahmine sığınan hem kıyısız denizlere açılan bir tekne olmayı sürdürecekti
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.