Huzur Defteri

M. Fatih Çıtlak

En Eski Huzur Defteri Gönderileri

En Eski Huzur Defteri kitaplarını, en eski Huzur Defteri sözleri ve alıntılarını, en eski Huzur Defteri yazarlarını, en eski Huzur Defteri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tâbiînin en büyüklerinden olan Hasanü’l-Basrî Hazretleri’ne sormuşlar, “Bize ashâbı anlatır mısın?” diye. O da, “Bunu uzun uzun anlatmama imkân yok. Sizin de dinlemeye tahammül edebileceğinizi zannetmiyorum. Ama şu kadarını söyleyeyim ki: siz onları görseydiniz deli zannederdiniz, onlar sizin bu kurumlu, kibirli halinizi yahut şu hayat tarzınızı görseydi sizi kâfir zannederdi.” buyurmuş.
Sayfa 54
Âsitâne pîr dergâhına denir. Bu sebepten dolayı Osmanlı devrinde âsitânelerde diğer dergâhlardan daha farklı haklar tanınmıştır. Bunlardan biri de şöyledir: Ağır cezaya çarptırılan veya ölüm cezası hükmü giyen bir mahkum veya suçlu, âsitâneye iltica eder ve oradaki mes’ûl kişi tarafından, “Terbiyesi bize aittir.” denilerek kabul edilirse hakkındaki ceza askıya alınur yahut düşebilir.
Sayfa 59
Reklam
İlim imâna vesile olur ama bu, her ilim sahibinin imânlı olduğu mânâsına gelmez.
Sayfa 111
Hakîkî iman kişiyi cehaletten kurtarır ve ilmi celb eder. Ama “Her ilim muhakkak imânı celb eder.” demek doğru bir söz olmasa gerek. Çünkü Efendimiz (sas); “Faydasız ilimden Sana sığınırım.” buyurarak sadra şifa olmayan ilmin faydasından çok zararı olacağını işaret buyurmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de ise Cenâb-ı Hakk’ın, hakîkî ilim sahiplerinin ancak Allah Teâlâ’nın haşyetinden, yakınlığından, edebinden haberdar oldukları beyân buyurması, ilim-imân ölçüsünü tam ve net olarak ortaya koymaktadır.
Sayfa 112
Bizim medeniyetimizin odak noktasında, merkezinde aile teşkilatının bulunduğu bir mahalle, o mahallenin tam orta yerinde bir cami, caminin yanında tekke, çeşme ve ticarethâne bir arada bulunur ve bu görgü medeniyeti bu sayede nesilden nesile, dönemden döneme devrederdi. Fahreddîn Efendi gibi nadide ve nadir zevât ise bu parçaları bütün haline getiren en önemli gönül mimarlarıydı.
Sayfa 134
Ey gönül bakma cihâne Gün gelir seyrân gider Durma ağla gözlerim Bu kafesden cân gider Sağlığı sen bil ganimet Gönlünü ezkâre ver Çağrılır kabre gidersin Sonra bu meydân gider
Sayfa 142
Reklam
94 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.