Öne Çıkan Hz. Aliyy'ül Murtezâ (r.a.) kitaplarını, öne çıkan Hz. Aliyy'ül Murtezâ (r.a.) sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Hz. Aliyy'ül Murtezâ (r.a.) yazarlarını, öne çıkan Hz. Aliyy'ül Murtezâ (r.a.) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ey müminler! Allah’ın üzerinizdeki nîmetlerini hatırlayınız. Hani bir zaman Ahzâb orduları karşınıza gelmişti de, onların üzerine rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular gönderdik!”
Ahzâb Sûresi, 9
Hazret-i Ali bu hadiselerden birini şöyle hikâye eder:
Bir gün Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem bana buyurdular:
– Yâ Ali, benimle gel!
Kâbe-i Şerif’e vardık. Girdiler. “Otur!” buyurdular. Oturdum. Kâbe’nin damına çıkmak için mübarek iki ayaklarını omuzuma koydular. Meğer orada müşriklerin bakırdan veya sarıdan putları varmış. Omuzuma çıktılar. Nübüvvet ağırlığına tâkatım yetmediğine vâkıf olup yere indiler. Bu defa kendileri oturup:
– Yâ Ali, omuzuma sen çık da o putları parçala, diye buyurdular. Edeb edip ben dedim ki:
– Yâ Rasûlallah! Sizin mübarek omuzunuza ayak koymak kimin haddine? Buyurdular ki:
– Ya Ali! Hak hizmetinde olan ayak enbiya omuzuna bassa şaşılmaz!
Emre imtisal edip omuzuna bastım. Beni kaldırdılar. Şöyle zannettim ki, eğer ufk-ı semaya erişmek murad etsem ererdim. Sonra o putları yüzleri üzre bırakıp parça parça ettim ve geri inip sür’atle gittik, kimse görmedi.
Müsned-i Ahmed bin Hanbel. Mevâhib: 312
Ve bil ki, her canlının ölümünü elinde tutan, yaşamasını da elinde tutmuştur. Varlıklara can verip yaşatan, neticede onları öldürendir. Zenginleri fakir, fakirleri de zengin yapan O’dur. Her türlü belâyı ve hastalığı veren O, her belâya bir devâ bulan yine O’dur. Dünya taşıyla, toprağıyla, rengiyle, şekliyle, ağaçlarıyla, meyveleriyle O’nundur. O’nun isteği ve arzusu üzerine hareket etmektedir.
Âhiret de hesâbıyla, cezâsıyla, cennetiyle, cehennemiyle ve bi-zim bilmediğimiz daha birçok şeyleriyle O’nundur.
İsâ bin Abdullah el-Hâşimî’nin dedesinden rivâyetine göre Hazret-i Ali’ye kendisinden bir şeyler istemek üzere iki kadın geldi. Bu kadınlardan birisi arap diğeri de cariyesiydi.
Hazret-i Ali -radıyallahu anh- bunların herbirine birer kür yiyecek, kırkar dirhem de para verilmesini emredince arap kadın:
– Yâ Emîre’l-müminîn, ben arap, o köle olduğu halde bana da ona verdiğin kadar veriyorsun, dedi. Hazret-i Ali de:
– Ben Allah’ın kitabında İshak’ın torunlarının Hazret-i İsmail’in torunlarına herhangi bir üstünlüğünün olduğunu görmedim, diye karşılık verdi.