Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Yusuf Fassı - Fusûsu'l Hikem 9

Cemâlnur Sargut

Öne Çıkan Hz. Yusuf Fassı - Fusûsu'l Hikem 9 Gönderileri

Öne Çıkan Hz. Yusuf Fassı - Fusûsu'l Hikem 9 kitaplarını, öne çıkan Hz. Yusuf Fassı - Fusûsu'l Hikem 9 sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Hz. Yusuf Fassı - Fusûsu'l Hikem 9 yazarlarını, öne çıkan Hz. Yusuf Fassı - Fusûsu'l Hikem 9 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ken'an er-Rifâi " Güneşi idrak edişimiz onun nurunu görmemizdendir. Düşüneceksin ki aşk da güneş gibidir,fakat aşkın ışıkları ermiş insanda, kâmil insanın çehresinde ve davranışlarında görünür. Çehreleri gönüllerinin aynası olan ermişlerdir ki bu aynada ilahî aydınlığı aksettirirler. İlâhî aşk nedir, bunu gözlerinle görmek istiyorsan ermişlerin yüzüne bak. Ermişlerin gün geçtikçe nur yüzlü ihtiyarlar oluşları gönüllerindeki aşk ışığındandır. " #CEMALNURSARGUT HZ Yûsuf fassı
Bir insan nefsinin hakimiyetinde ise rüyasını idrak edemez. Kalbinin hakimiyetinde ise rüyasını anlar, fakat tabir etmez ve hadisenin ortaya çıkmasını bekler. Ruhunun hakimiyetinde ise, yani ezelî ve ebedî diriyse rüyasını anlar, tabir eder, aşikar etmez. Ancak hz. Peygamber in (mürşid i kamilin) tabiri ve zamanı en doğru tabirdir. Görenin iradesiyle gerçekleşen rüyalar ise, hz. İbn Arabî'nin bizzat anlattığı gibi herhangi bir vakitte rüyada ya da yakaza halinde kâmil insanları gördüğü ve kendileriyle konuştuğu mânâlardır. #CEMALNURSARGUT HZ Yûsuf fassı
Reklam
"Yûsûfi" kelimedeki "Nûriyye" hikmetinin açıklanması : 1. " Bu Nûriyye hikmetidir. Onun nuru, hayal hazretine yayılmıştır. Hayal hazreti de, inâyet ehli için vahyin başlangıcının evvelidir." Nuraniye hikmetinin Yûsuf kelimesi ile alakalandırılması Yûsuf'un KEŞFETTİĞİ ŞEYLERİN MİSÂL ÂLEMİNDE OLUŞMASINDANDIR. Yûsuf Allah'ın kendisine vuran nûr-i ilahisiyle zulmetin hakikatini keşfetti. Buna tâbir ilmi dendi ve ondan sonraki bütün tâbirler Yûsuf'un mertebesinden ortaya çıktı. Nur, hakikati itibarıyla Allah'ın zâtını temsil eder. "Ben yerlerin ve göklerin nuruyum." ayeti bunu anlatır. Peygamber Efendimiz'e (s.a.s) Rabb'ini görüp görülmediği sorulduğunda onun bir nur olduğunu ve hiç bir kulun onu göremeyeceğini söyler. Özü itibarıyla her türlü benzetmeden uzak olan hakîkî nuru idrak etmek mümkün olamaz. Ancak MERTEBELERDEKİ AKSİ YÖNÜYLE GÖRÜNME YERLERİNİ İDRAK ETMEK MÜMKÜNDÜR; GÜNEŞİN HAKİKATİNİ GÖRMENİN İMKANI OLMADIĞI GİBİ. NURUN AŞİKAR OLMASI İÇİN ZIDDINA İHTİYACI VARDIR. ZULMET YA DA KARANLIK NURUN ZIDDI OLMASI HASEBİYLE KENDİNE HAS ÖZEL BİR ŞEREF TAŞIR. NURUN ŞEREFİ ZÂTIN HAKİKATİ VE HER ŞEYİ AŞİKAR ETMESİ YÖNÜNDENDİR, ZULMETİN ŞEREFİ DE NURUN VURMASINA İZİN VERDİĞİ İÇİN VARDIR. İŞTE BU YÜZDEN NURUN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN ZULMETE İHTİYACI VARDIR. #cemalnursargut hz. Yûsuf fassı
3-... Hz. Yûsuf mertebesinde görülen rüyalar tâbir makamında anlaşılırken, bütün mânâların tamamlandığı hz. Peygamber s.a.s mertebesinde herşeyin rüya olduğu aşikar söylenmiştir. Bu durumda DÜNYA UYKU ALEMİ OLUP İNSAN ANCAK ÖLDÜĞÜ ZAMAN UYANMAKTADIR. KÂMİL İNSANLAR İSE EZELÎ UYANIKLARDIR. PEYGAMBER EFENDİMİZ'E S.A.S GÖRE BU DÜNYADA HER ŞEY TABİRE MUHTAÇTIR. YANİ GAYBDAN GELEN MÂNÂLARIN SURETİ VE İLMİ HAKİKATLERDEN BİR HAKİKATİN MİSALİ OLAN DÜNYA YORUMA MUHTAÇTIR. Ama insanlar HEM NEFSİNİN GAFLETİ HEM DE MEŞREPLERİNİN PERDELERİYLE ÖRTÜLMÜŞ OLDUĞUNDAN SURETLERİNİN HAKİKATLERİNİ GÖREMEZLER. Yani dünyadan misâl alemine, misâlden gayb alemine kadar gidemezler. Ancak kâmil insanlar halkedilmiş sûretlerin Allah'ın güzelliğine ayna olduğunu mânevi keşf ile bilirler. Bu yüzden de Peygamber Efendimiz s.a.s rüyada ve uyanıkken gördüğü her şey hakikattir. Peygamber Efendimiz s.a.s ister uykuda sadık rüya ile ister his aleminde kalbine bir melek tarafından indirilmesi ile olsun hepsi hayal alemindendir. #CEMALNURSARGUT HZ Yûsuf fassı
2- "yûsuf (a.s) babasına dedi ki : 'ben 11 yıldızı, ayı ve güneşi bana secde eder halde gördüm.' Yûsuf, kardeşlerini yıldızlar sûretinde ve pederini ve halasını güneş ve ay sûretinde görmüştür. " Allah'ın iradesiyle oluşan hayalin ancak rüyanın gerçekleşmesinden sonra anlaşılabileceği hakikatidir. Bu tür rüyalar sadık rüyalardır ki, buna en kamil rüyalarda denilebilir. Çünkü hz. Yûsuf un bu rüyası kendi iradesiyle veya görünenlerden birinin iradesiyle gerçekleşmemiştir. Bu yüzden hz. Yakub, Yûsuf'u nu rüyayı sakınması gerektiği hususunda uyarmıştı. YÛSUF'UN RÜYASI, KALP MAKAMINDA YÛSUF'A AŞİKAR OLMADIĞI HALDE RUH MAKAMINDA YAKUB'A AŞİKAR OLDU. BU UYARI NEFSİN MAKAMLARINI TEMSİL EDEN KARDEŞLERİNİN BU MÂNÂLARI İDRAK EDEMEMESİYLE ALÂKALI OLUP, BU RÜYANIN HİLE VE TUZAĞA DÖNÜŞMESİNİ DE ŞEYTANA İSNAT ETTİ. ZİRA KARDEŞLERİ YÖNÜNDEN BAKILIRSA; HZ. YAKUB, YÛSUF'UN KALBİNDE ONLARA KARŞI KÖTÜ BİR HİSSİN OLUŞMAMASI İÇİN TUZAĞI ŞEYTANA İSNAT ETTİ. OYSA NEBÎLER İÇİN KALP TEMİZLİĞİ ÇOK ÖNEMLİDİR. BU ŞEKİLDE YA'KUB, YÛSUF'U HEM HABERDAR ETTİ HEM DE KORUMAYA ALDI. Ancak rüya aşikar olduğunda hz. Yûsuf, "işte bu rüyamın tâbiridir. Rabb' im onu hak kıldı." (yûsuf, 100) buyurdu. #CEMALNURSARGUT HZ Yûsuf fassı
Reklam
Hakk'ın dışındaki her şey, sadece Hakk sayesinde bir hakikate sahiptir.
Hallac'ın mısraı : " ben isteyenim ve istenen de Ben'im. Biz bir bedene yerleşmiş iki ruhuz."
Çokluk Hakk'ı perdeler. Zât-ı Ahadiyeti idrak eden kişi ise Hakk'ın huzurunda olur. Kulda tecelli eden sıfatlar ise zatta yok olmuştur. Öyleyse 2 makam vardır: Birincisi zâtı idrak makamı, ikincisi sûretlerde sıfatları idrak makamı. Bu iki makamdan da üstün olan makam, sıfatlara bakıp zâtı idrak makamıdır. Yani Hak'la halkı, birlikle çokluğu bir görür. Biri diğerine perde olmaz. Âlemin hayali varlığa sahip oluşu onu köprü olarak gösterir, misâl âlemi gibi. Köprüler ebedi değildir. #cemalnursargut hz Yûsuf fassı
“Gönülde yer tutan her hayal ,mahşer gününde bir sûret olacak.”
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.