Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biz Neden Biziz?

İçimizdeki Maymun

Frans de Waal

En Yeni İçimizdeki Maymun Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İçimizdeki Maymun sözleri ve alıntılarını, en yeni İçimizdeki Maymun kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Katıldığım konferans, dünya barışı ve barışçı insan ilişkileri üzerineydi. Primatların çatışma giderme yöntemleri hakkındaki çalışmaını sunmak için oradaydım. İnsanların neden bazı alanları cazip bulduğu üzerine kafa yormak hep eğlenceli olmuştur, hele barış araştırmaları yapanlar arasındaki fevri tipleri görünce. Toplantıda, önde gelen iki barış savunucusu birbirlerine bağırmaya başladılar, birincisi Eskimolar'dan bahsedince ikincisi onu ırkçı olmasa bile sömürgeci bir tavır takınınakla suçladı çünkü bu halka İnuit denmesi gerekiyordu. Never in Anger ( Öfkeyle Kalkma) kitabında yazanlara bakılırsa İnuitler, uzaktan yakından düşmanlığı andıran her türlü söz alışverişini engellemek için aşırı tedbirler almışlar. Sesini yükseltmenin cezası topluluktan atılmakmış, içinde bulundukları çevre düşünüldüğünde hayati tehdit oluşturan bir ceza."
Oyun oynayan küçük laboratuvar şempanzeleri bir çitin ardındaki tavukları, ekmek kırınıısı atarak yanlarına çekiyorlardı. Kolay aldanan tavuklar ne zaman yaklaşsa, şempanzeler onlara ya sopayla vuruyor ya da sivri bir tel batırıyordu. Tavukların aptallıktan uyum sağladıkları bu Tantalos oyunu (tabii onlar için oyun filan deği ldi) şempanzeler tarafından, sıkıntılarını dağıtmak için icat edilmişti. Hatta oyunu öyle mükemmelleştirmişlerdi ki, bir maymun yemi atarken diğeri tetikçi oluyordu.
Reklam
Hayvandan hayvana değişen kişilik
Bir gece, şempanzeler, kapalı barınak­larının çatı penceresini açıp çatıya kaçmayı başarmışlar, ardından bir kısmı evden eve atlayarak şehre yayılmış. Maymunları yeniden toplamak günler sürmüş, neyse ki hiçbiri polis tarafından vurulma­mış ya da elektrik hatlarında çarpılmamış. Bu olay, yerel hayvan hakları grubuna, aynı hayvanat bahçesi gorillerini "özgür bırakma" fikrini vermiş. Hayvanlar için neyin da­ha iyi olduğunu fazlaca düşünmeden geceleyin maymunların bina­sına tırmanmışlar ve goril bölmesinin çatı penceresini açmışlar. Ama maymunların kaçmak için önlerinde uzun saatler olduğu hal­de hiçbiri kaçmamış. Ertesi sabah bakıcılar onları her zaman otur­dukları yerlerde oturmuş, hayretle yukarı, üzerlerinde açılmış deli­ğe bakarken bulmuşlar. Hiçbiri merak edip de yukarı tırmanmamış ve sadece pencereyi kapatmak olayı bitirmeye yetmiş. Şempanze­ler ve goriller arasındaki mizaç farkını gayet güzel gözler önüne se­riyor bu küçük hadise.
Gelişmiş Ülkede Yaşayanların Dertlerine Bak Ya Ne Güzel
Siyasi ideoloji ve biyoloji pek yakışıksız yatak arkadaşlarıdır ve çoğu biyolog ayrı odada yatmayı tercih eder. Bu konuda başarısız almamızın sebebi "doğa" ve "doğal" kelimelerinin inanılmaz cazi­besidir. Kulağa öyle ikna edici gelirler ki her ideoloji onları kucak­lamak ister. Bu da, davranış ve toplum hakkında yazan biyologların, siyasi girdaba çekilme riski olduğu anlamına gelir.
Bunlar Yüzünden Gen Mühendisliğine Bile Şüpheyle Yaklaşılıyor
Nazi Almanyası çok daha farklı bir ideolojik felaketti. Orada da kolektif (das Volk) bireyden üstündü, ama onlar toplum mühendis­liği yerine, günah keçisi ilan etmeyi ve genetik manipülasyonu ter­cih etmişlerdi. İnsanlar "üstün" ve "aşağı" olarak ikiye bölünmüştü; üstünlerin, aşağılar tarafından kirletilmekten korunması gerekiyor­du. Nazilerin dehşet verici tıbbi dilinde, sağlıklı bir Volk için kan­serli hücrelerin ayıklanması lazımdı. Bu fikir öyle bir biçimde en aşırı noktasına taşındı ki Batı toplumlarında biyoloji kötü bir şöhret kazandı.
Elbette din ve kültürün de oynayacak rolleri vardır ama ahlakın temel taşları kesinlikle insan öncesi dönemden kalmadır. Bunları primat akraba­larımızda görürüz. Bonobolarda empati, şempanzelerdeyse karşı­lıklılık çok barizdir. Ahlaki kurallar bize, bu eğilimleri ne zaman ve nasıl uygulayacağımızı söyler ama eğilimlerin kendisi ezelden beri mevcuttur.
Reklam
Duygular olmasa anıları depolamazdık çünkü onları önemli kılan duygulardır. Duygular ol­masa başkalarından hiç etkilenmezdik, onlar da bizden. Birbirinin yanından geçip giden gemiler gibi olurduk.
Evrim bizi işbirliğine yönelik sahici itkiler ve bağımlı olduğumuz gruba zarar verebile­cek eylemlere karşı yasaklarla donatmıştır.
Maymun Grevi
Sarah Brosnan'Ia birlikte, hakkaniyeti basit bir oyunla sınadık. Kapuçine küçük bir çakıl taşı verildiğinde, sonra bir dilim salatalık gibi daha cazip bir şey gösterildiğinde, yiyeceği almak için taşı ge­ri vermesi gerektiğini hemen anlar. Kapuçinler doğal olarak verip aldıkları için bu oyunu öğrenmekte hiç zorluk yaşamazlar. Çakıl ta­şıyla yiyeceği değiştokuş etmeyi öğrendiklerinde, Sarah'yla birlik­te bir eşitsizlik yarattık. İki şebeği yan yana koyduk ve yirmi beş kere arka arkaya, önce biriyle sonra diğeriyle değiştokuş yaptık. İkisi de salatalık aldığın­ da eşitlik oluyordu. Bu durumda şebekler sürekli değiştokuş yapı­yor ve mutlu mutlu yiyeceği yiyorlardı. Ama birine üzüm verip di­ğerine salatalık vermeye devam ettiğimizde olay beklenmedik bir biçimde değişti. Bu eşitsizlikti. Bizim şebekterin yiyecek tercihleri de pazardaki fiyatlara mükemmelen uyduğundan üzüm en büyük ödüller arasında. Ortaklarının maaşındaki artışı fark eden şebekler, o zamana kadar salatalık için seve seve çalıştıkları halde aniden greve gittiler. Sadece isteksiz davranmakla kalmayıp sinirlendiler ve taşları, hatta bazen salatalık dilimlerini deney odasından dışarı attılar. Normalde asla reddetmedikleri bir yiyecek hiç istenmeyen bir şey, hatta iğrenç bir şey halini almıştı!
Bazen hayat orangutanın tipi konusunda senden daha özenli olmasıdır
Alman­ya'daki bir hayvanat bahçesinde, karşısına ayna konan orangutan Suma, kafesinden marul ve lahana yapraklarını toplamış, hepsini üst üste koyup kafasına yerleştirmiş. Sonra da aynaya bakarak seb­ze şapkasına gönlünce bir şekil vermiş. Nikaha gidecek sanırsınız.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.