Çatışmaları Dengeye, Anlaşmazlıkları İşbirliğine Dönüştürme Sanatı
İletişimde Zen Bilgeliği
Kemal Karadayıİletişimde Zen Bilgeliği Gönderileri
İletişimde Zen Bilgeliği kitaplarını, İletişimde Zen Bilgeliği sözleri ve alıntılarını, İletişimde Zen Bilgeliği yazarlarını, İletişimde Zen Bilgeliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Sevgi bir etkinliktir, edilgen bir olay değildir. Bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye kapılmak değildir. Sevginin etkin özelliği, en genel biçimde şöyle tanımlanabilir; sevgi vermektir, almak değildir.”
Erich Fromm
“Onlar sana karşı kaba hareket etseler bile sen onlara karşı nazik ol. Şunu unutma ki sen başkalarına onların bir centilmen oluşundan dolayı değil, kendin bir centilmen olduğundan dolayı nazik davranıyorsun.”
Mutluluğu ve gerçeği arayın, gerisi size verilecektir. Oysa insanoğlu gerisini arıyor, dolayısıyla bulamıyor.
Jordan ya da Muhammed Ali gibi oyuncuları bir ikon haline getiren şey sadece doğuştan gelen yetenekleri ya da fiziksel çalışmaları değil, baskı altındayken bile yapabildikleridir. Bu zihinsel kapasitelerine işaret eder ve onları ne kadar zorlarsanız o kadar iyi oynayacaklardır.
Zayıf ve narin doğar insan, sert ve katı ölür.
Kabul etmek gerekiyor ki, örneğin eleştirilmekten nefret ediyorsam ya da bundan kaçınmak istiyorsam bir akvaryumun içinde yaşamam gerekirdi.
Uzun bir tartışma her iki tarafın da haksız olduğunun delilidir.
Derinde yatan uyumuna ne kadar fazla sığınırsan kendine o kadar egemen olursun.
Yumuşaklık sertliğe, dirençsizlik kuvvete karşı zafer kazanır. Biçim alabilen şeyler, sert olan şeylerden üstündür. Denetimin özü, var olan her şeyle birlikte akıp, onlara uyum sağlamaktan geçer.
Bazen galibiyeti kesinleştirmek için öylesine güçlü ataklarda bulunuruz ki, karşımızdaki kişinin kim olduğunu bile unutarak onu bir enkaza dönüştürürüz.
Fakat gerçekte sevdiğimiz ve bir ortak geleceğimizin olduğunu, buna karşın az önce bir enkaza dönüştürdüğümüz bu kişiyle nasıl yola devam edeceğiz.?
Kazanma ihtimali olmayan diyalogları tercih etme.
Olurda muhtaç duruma düşerim korkusu, muhtaç durumda oluşun ta kendisidir.
Kuyularınız su dolu iken bile susuz kalmaktan korkarsınız. İşte gerçek susuzluk budur!
Küçük bir muharebe’yi kazanmak için kaybettiğimiz büyük savaşları farkedemiyoruz. kazansak bile böylesine kavgacı iken çatışmayı iç dünyamıza yerleştirip, kavgacı kişiliklere dönüştürdüğümüzün, şeylerle ancak beklentilerimiz aralığında temas ettiğimizin, her ortamı bir galibiyet unsuruna dönüştürdüğümüzün de farkında değiliz.