"O zaman hiç düşünmemiştim. Şimdilerde, yaş kemale erince düşünmeye başladım."
"Ne düşünüyorsun, neye yaradı şu senin hiç kimsede olma- yan ince hünerin?"
"Cok düşündüm, uzun bir süredir buna bir cevap bulamadım.
“Sonra”
“Sonra birden aklıma geldi…”
“O gelen ne?”
"Yaşamak ne işe yarıyor diye sordum kendi kendime. Yaşa mak ne işe yarıyor, söylesene Murtaza Ağam?"
Murtaza Ağa sustu bir süre, gene gözlerini gözlerinin içine dikti, uzun uzun baktıktan sonra yürekten gülerek Alinin ko- luna girdi:
"Sahi bre Ali, yaşamamız, ölmekten bu kadar korktuğumuz, yaşamak ne işe yarıyor? Uğruna bu kadar alçaldığımız, zulmet tiğimiz, haram yediğimiz, insan öldürdüğümüz yaşamak ne se yarıyor? Sonunda işte böyle ya bir kasabayı, ya mezarlığı kokuyla dolduruyoruz. Vaadade da küçücük bır ne kadar kokarmış böyle, it leşinden de beter. Ben de böyle kokacak mıyım?" "
"İnsanlara umut vermek iyidir de, o umudun altından kalkmak kötüdür. Umudun ölmesi, insanın ölmesinden daha beterdir. Ali'm. İnsan ölür ölüm haktır. En kötüsü, beteri, dayanılmazı umudun ölmesidir, sen bizim umudumuzu neden öldürdün Ali'm?"
"İnsan soyu, başkaldırmayı yemek, içmek, yaşamak, uyumak, çocuk yapmak gibi yaşama biçimi yapmazsa içi boşalacak; sevmeyi, sevişmeyi,dostluğu unutacak."
(İnce Memed - Yaşar Kemal)
"Bakın arkadaşlar" diye yeniden başladı. Bakın arkadaşlar, bir İnce Memed değil, yüz bin İnce olsa, böyle yüz bin de atı bulunsa bu halk . Bizim halkımız binlerce yıldan bu yana çekmiş, ezilmiş, , bütün insan olma gücü elinden alınmış bir halktır. Böyle bir halk değil başkaldırmak, korkusundan
gözünü bile açamaz, siz de keyfinize bakın.”