Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsanın Doğadaki Yeri

Wilhelm Reich

İnsanın Doğadaki Yeri Sözleri ve Alıntıları

İnsanın Doğadaki Yeri sözleri ve alıntılarını, İnsanın Doğadaki Yeri kitap alıntılarını, İnsanın Doğadaki Yeri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ulusu beslemek için, diğer ulusları katletmeden, pratik olarak ne yapıyorsun? Doktor olarak kronik hastalıklara karşı ne yapıyorsun, eğitimci olarak çocukların yaşam sevinçleri için, iktisatçı olarak yoksulluğa karşı, yapı ustası olarak konut hijyenini geliştirmek için ne yapıyorsun? Haydi, şimdi gevezelik etmeyi bırak da, somut pratik yanıt ver ya da çeneni tut!
İnsan yanılgısını kendi deneylerimle tanıyorum. Yıllarca ben de başkaları gibi davrandım, pannağımla birtakım "suçlular" gösterdim. Bu sapmaları anlamak isteyen, bir kez daha 39. sayfadaki yalın çizime baksın. Bu yanılgıya, bütün yoksulluklarımızın biricik sorumlusu diye dini göstermekle düştüm. Dinsel yanılgının, insanın dirimsel yapısındakı hastalığın nedeni değil, belirtisi olduğunu bilmiyordum. insanın sevisel yaşamının baskı altına alınmasını belli bir toplumsal katmanın, anababalann ya da eğitimcilerin kişisel çıkarlarına vererek yanılgıya düştüm. Sevisel yaşamın baskı altınaa alınmasının başımıza gelenlerin son nedeni, hele hele birtakım toplumsal çevrelerin ereği değil, yalnızca düşünmeden, robot gibi yerine getirilen bir edim olduğunu bilmiyordum.
Reklam
Nedir en zor şey? Sana en kolay gözüken: Görebilmek gözünle Duranı gözünün önünde. Goethe
İblis düşüncesi, insanın acunsal kökeniyle bireysel yaşamı arasındaki kavgadan doğmuştur. Ona "İblis" ya da " Cehennem" adını takmanın hiç bir önemi yoktur. --- Korkunç bir güce sahip bir örgüt,binlerce yıl,sevişme sırasında haz duymanın günah olduğunu söyledi.İnsanlar buna inanıyor,vücutlarını duyumsamıyor,kendi duyularına güvenmiyor,kendi kökenlerinden yüz çeviriyor,doğurganlıklarını yitiriyordu. --- İnsanoğlu hep kötünün kışkırtmasını duydu. İblis sapık doğayı, Tanrı da ilk elden doğayı simgeliyorsa, neden insanoğlu Tanrı'dan çok İblis'in çekimine kapılıyor?
Dirimsel hastalıkların temelindeki enerjinin kökeni sorusunun on değil, bir tek yanıtı vardır: dirimsel yönden hastalıklı tepkilerin enerjisi dirimsel-cinsel enerji durgunlugundan gelmektedir. Bir dirimsel hastalığın evriminde türlü katman ve dereceler vardır, değişik işlev ve görünüşler de olabilir elbet. Birkaç yoldan tek ve aynı yanıta ulaşılabilir. Ama işin altında ortak bir işlev, enerji durgunluğu denen temel işlev vardır. Ayrıntılar, toplumsal duruma, söz konusu kişinin geçmiş deneyimlerine bağlı olarak değişebilir. Ancak ne denli çeşitli olurlarsa olsunlar bütün bu ayrıntıları bağlayan, dirimsel işlevin köklü biçimde bozulmasıyla dile gelen şey, bütün olaylarda, yalnızca dirimsel (dirimsel-cinsel) enerji durgunlugu ile kişilik zırhı'dır. Tıp bilimi, tüm çabalarına karşın, sonunda bu kaçınılmaz sonucu benimsemekten kaçamayacaktır.
Ulusu beslemek için, diğer ulusları katletmeden, pratik olarak ne yapıyorsun? Doktor olarak kronik hastalıklara karşı ne yapıyorsun, eğitimci olarak çocukların yaşam sevinçleri için, iktisatçı olarak yoksulluğa karşı, yapı ustası olarak konut hijyenini geliştirmek için ne yapıyorsun? Haydi, şimdi gevezelik etmeyi bırak da, somut pratik yanıt ver ya da çeneni tut!
Reklam
" "Eh, işler öteden beri böyle olageldi" açıklaması açıklama değil, kafa tembelliğinin kanıtıdır."
İnsanoğlu yeni ve geçerli düşüncelerden niçin nefret etmektedir? iyi düşünmeyi öğrendiği zaman yaşama koşullarını kötüleştirmeyecek, tersine iyileştirecektir! Bugün insanın gerçekten düşündüğü söylenebilir mi? Ya da yerinde düşünce özel bir Tanrı verisi midir? Nasıl olup da milyonlarca emekçi bir avuç zorbanın boyunduruğu altında ezilmektedir? Sıradan insan işfo özüyle ilgili ciddi sorunl.ara niçin yan çizmektedir? Birleşmiş Milletler toplantılarında neden asal sorunlardan değil de, kıvır zıvırdan söz edilmektedir? işin özüne değinilmekten, yalın yanıtlardan kaçınıldığı besbellidir. Neden? Bir yazman seçileceği Utman oya başvurulduğu halde, milyonlarca insanın canını ilgilendiren savaş/barış sorunu niçin hiç oyalanmaktadır?
Mantığımız Ne Diyor Buna?
İblis düşüncesi, insanın acunsal kökeniyle bireysel yaşamı arasındaki kavgadan doğmuştur. Ona "İblis" ya da " Cehennem" adını takmanın hiç bir önemi yoktur. --- Korkunç bir güce sahip bir örgüt,binlerce yıl,sevişme sırasında haz duymanın günah olduğunu söyledi.İnsanlar buna inanıyor,vücutlarını duyumsamıyor,kendi duyularına güvenmiyor,kendi kökenlerinden yüz çeviriyor,doğurganlıklarını yitiriyordu. --- İnsanoğlu hep kötünün kışkırtmasını duydu. İblis sapık doğayı, Tanrı da ilk elden doğayı simgeliyorsa, neden insanoğlu Tanrı'dan çok İblis'in çekimine kapılıyor?
Zırhlı varlık, zırhsız varlıktan, bütün dogal güdülerin kaynagı olan dirimsel çekirdegiyle içinde yaşayıp etkinlikte bulundugu dünya arasında yükselen katı duvarla ayrılır. Bundan ötürü bütün dogal güdüler, özellikle de sevi güdüsü kösteklenir. Zırhlı varlığın dirimsel çekirdeği de bu" güdüleri içinde saklamaktadır, ama güdüler özgürce açılıp çiçeklenememektedir. Bütün dogal güdüler, umutsuzca "dile gelmek" isterken, zırhın katı duvarını aşmak ya da delmek zorunda kalır. Güdünün su yüzüne çıkabilmesi, eregine varabilmesi için şiddet kullanması gerekir. Güdü, zırhın duvarını şiddetle aşmaya çalışırken, başlangıçtaki doğal yapısı ne olursa olsun, yıkma çılgınlıgına dönüşür. Bu ikinci elden öfke tepkisinin, zırhı geçtikten sonra yöneleceği ereğin şu bağlam içerisinde pek önemi yoktur. İster eyleme konsun ister dizginlensin, ister hastalıklı acıma duygusuna dönüşsün ister açık eziyetçilikle amacına ulaşsın: sürecin asal ögesi, bütün sevi güdülerinin zırhı geçerken yıkıcı öfkeye dönüşmesidir. Dirimsel çekirdekteki güdüleri yıkıcı öfkeye dönüştüren şey -bu nokta üzerinde ısrarla duruyoruz-doğal olarak dile gelmek, ereğe ulaşmak için harcadıkları çabadır. Bundan ötürü, zırhlı kişinin genel hali sertliğe, uyum yokluğuna yöneliktir.
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.