İslam'ın Örnek Şahsiyetleri Ashab-ı Kiram Sözleri ve Alıntıları
İslam'ın Örnek Şahsiyetleri Ashab-ı Kiram sözleri ve alıntılarını, İslam'ın Örnek Şahsiyetleri Ashab-ı Kiram kitap alıntılarını, İslam'ın Örnek Şahsiyetleri Ashab-ı Kiram en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kıyamet günü bazı kimseler getirilip cehenneme atılır. Orada bağırsakları çıkarılan adam, eşeğin değirmenin çevresinde döndüğü gibi bağırsağın etrafında döndürülür. Cehennemlikler onun etrafında toplanıp 'Ey filan, sana ne oldu böyle? Sen dünyada iken iyiliği tavsiye edip, kötülükten sakındırmaz mıydın?' derler, o da 'Evet, öyle' der. 'Ben iyilikleri tavsiye ederdim, fakat kendim yapmazdım. Kötülüklerden sakındırırdım, fakat kendim uymazdım' diye cevap verir."
Hz. Ebû Bekir, zenginliği ile İslami tebliğin başlangıç döneminde efendilerinin ağır işkencelere maruz kalan Bilâl-i Habeşî
Âmir b. Füheyre
Ümmü Lübeys ve Füheyre,
gibi Müslüman olmuş köle ve cariyeleri satın almak suretiyle onları hürriyetlerine kavuşturdu.
Hz. Ömer'in (r.a.) halifelik döneminde Müslümanlar bir taraftan Irak topraklarında Sasani İmparatorluğu ile diğer tarafta da Suriye ve Mısır bölgelerinde Bizans İmparatorluğu ile aynı anda savaşma cesareti ve gücünü gösterdiler.
Bunun sonucunda Sasani İmparatorluğu tarih sahnesine silindi. Diğer taraftan yermük savaşı ile Bizans'ın Ortadoğu hakimiyetine de son verildi. Sonra Kuzey Afrika sınırına kadar mısır toprakları Müslümanların yönetimine girdi.
Kısaca ifade etmek gerekirse İslam'ın yayılışında kilit ehliyete sahip olan fetihler Hz. Ömer (r.a.) halifeliği döneminde tamamlanmıştır.
*Devletin resmi kayıtlarının tutulduğu, gelir-gider hesaplarının muhafaza edildiği, devlet adına hizmet gören asker-sivil hak sahibi insanların gelirlerinin ve devletin yardıma muhtaç olan vatandaşlarına sunduğu maddi katkıların kaydedildiği Divan Teşkilatını, İslam tarihinde ilk kuran devlet adamı kabul edilir.
*Adaletin sağlıklı işlemesi için en önemli müessese olan kaza (adliye) teşkilatının kurumsallaşması onun zamanında başlamıştır.
*Posta teşkilatının sistemleşmesi de Hz. Ömer (r.a.) zamanı tesadüf eder.
*Müslümanların ekonomik bağımsızlığının simgesi olan para basımını ilk kez gerçekleştirmiştir.
*İslam tarihinde ilk Vakıf kurucusu Hz. Ömer (r.a.) kabul edilir. Hayber ganimetlerin den şahsına düşen hissesini Müslümanların hizmetini az olması kaydıyla vakfetmiştir.
*Müslümanlar tarafından fethedilen toprakların gazilere dağıtılmayıp bütün Müslümanların mülkiyetine sayma ve toprakların işletmesini haraç karşılığında eski sahiplerine bırakma uygulaması da Hz. Ömer'in (r.a.) en önemli icratlarındandır.
*Hz. Ömer (r.a.) bilhassa Yemame Savaşı'nda pek çok hafızın şehit olması üzerine Kur'an'ın kaybolacağını endişe ederek Hz. Ebubekir'e yaptığı tavsiyesiyle Kur'an'ın toplanmasını sağlanmıştır.
"Muhakkak ki, arkadaşlığı hususunda da, malı hususunda da insanların en cömerti Ebû Bekir'dir. Ümmetimden kendime bir dost edinseydim Ebû Bekir'i edinirdim "
Hz. Muhammed (s.a.v)
(Buhari, Müslim)
Uhud Savaşı sonucunda başta Hz. Peygamber'in (s.a.v) amcası Hamza (r.a.) olmak üzere şehidler toprağa verilirken, Allah Rasûlü (s.a.v) eski bir elbise içinde yerde yatan Mus'ab'ın (r.a.) cesedini yanındakilere göstererek, onun bir zamanlar zenginlik içinde en güzel elbiseleri giydiğini, güzel yemekleri yediğini, fakat Allah ve Rasûlü'nün (s.a.v) sevgisini her şeye tercih ettiği için bu hale geldiğini söylemiş, ardından da "Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice kişiler vardır. Onlardan bazısı sözünü yerine getirip o yolda canını vermiş, bazısı da şehidliği beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde -sözlerini- değiştirmemişlerdir " meâlindeki âyeti okumak suretiyle Mus'ab (r.a.) ve onun savaşta can veren şehidleri müjdelemiştir. Hz. Peygamber (s.a.v) daha sonra onun hatırasına yönelik olarak şu sözleri dile getirmiştir: "Seni Mekke'de ilk gördüğümde hiç kimse seni yakışıklılıkta ve güzel giyinmede geçemezdi. Ama bu gün saçın karışmış ve sadece vücudunu örten basit bir örtün var. Allah'ın Rasûlü kesin olarak ilan ediyor ki, sen kıyamette mutlaka Allah'ın huzuruna kabul edileceksin" 294
"Allah'a hamdolsun. Mekke'de son derece lüks bir hayat süren, fakat Allah'a ve Resulü'ne olan sevgisinin ve takvaya olan aşkının bütün rahatlığa sırt çevirttiği genç adam işte budur"
(Hadis-i Şerif)
Yaptığı tüm tehdit ve baskılara rağmen istediğini elde edemeyen Ebu Cehîl, hakaret ve işkenceyi öldürmeye kadar götürerek Ammâr b. Yâsir'in (r.a) annesi Sümeyye (r.a) ile babası Yâsîr'i (r.a) sırasıyla katletti. Bu sebepledir ki onlar İslam'ın ilk şehidleri olarak kabul edilir.
Hz. Ebû Bekir (r.a.) güzel ahlâkı, doğruluğu ve cömertliği ile hem cahiliye döneminde hem de Müslümanlığından sonra dost düşman herkesin takdirini ve saygısını kazanmıştır.
*Gençliğe döneminde Hz.Peygamber'in (s.a.v) kızı Rukıyye (r.a.) ile evlenmek suretiyle Allah Resulü'nün (s.a.v) yakın akrabası arasında dahil oldu. Rukıyye (r.a.) Medine döneminde vefatından sonra Resulullah'ın (s.a.v) diğer kızı Ümmü Gülsüm (r.a.) ile evlenince ona ikinci kez damat olma şerefi elde etti.
*Evi isyancılar tarafından bir ayı aşkın kuşatmanın ardından H.35 Zilhicce (M.656 Haziran) tarihinde toplu bir saldırıyla Hz. Osman (r.a.) şehit edilmiştir.
*Hz.Osman (r.a.) halim-selim, merhametli ve iyi niyetli bir kişiliğe sahipti. Müslümanlar arasında özellikle hayâsı ile şöhret bulmuştu. O kadar ki Hz.peygamber (s.a.v) Meleklerin dahi Hz. Osman'dan (r.a.) hayâ ettiğini ifade etmiştir.
Hazreti Ömer'in (r.a.) İslam'a girişi diğer mazlum Müslümanlara büyük güç ve cesaret vermiştir. Zira bu andan itibaren Müslümanlar Kabe'de açıktan ibadet etmeye başlamıştır.
Hz. Ömer (r.a.)
“Hz. Peygamber bir gün bizlere sadaka vermemizi emr etti. O sıralarda mal bakımından oldukça zengindim. Kendi kendime “Eğer Hz. Ebu Bekir’i geçebilmem mukadderse ancak bugün olabilir” dedim ve malımın yarısını getirdim. Hz. peygamber “Aile efradına bir şey bıraktın mı?” diye sordular. “Evet, onlara da bir şeyler bıraktım” dedim. Ne kadar bıraktığımı sorduklarında da “Bunun kadar da onlara bıraktım” cevabını verdim. Biraz sonra da Ebu Bekir geldi. Hz. peygamber ona da “Ey Eba Bekir! Sen aile efradına ne bıraktın?” o da “Onlara Allah’ı ve onun resulünü bıraktım” dedi. Bunun üzerine onu hiçbir zaman geçemeyeceğimi anladım.”
(Ebu Dâvûd, Dârimi)
Mekke müşriklerinin Müslümanlara karşı düşmanca faaliyetlerinden biri de onların Kabe'de ibadet etmeleri ne engel olmaktı. Bu sebeple ilk Müslümanlar Mekke'nin uzak vadilerine çekilip namazlarını ancak oralardaa gizli bir şekilde kılmak durumunda kalıyorlardı.
Ancak müşrikler onların ibadet için gittikleri yerde de rahat bırakmamışlar, bir gün birlikte ibadet eden müminler üzerine saldırıya geçmişlerdir. Müslümanlar arasında bulunan Sa'd b. Ebî Vakkâs (r.a.) da kendisini savunabilmek için eline geçirdiği bir deve kemiği veya sopayı saldırganlara karşı kullanınca müşriklerden birinin kafasını yarmıştır.
Bu hadise kaynaklarda İslâm tarihinde din uğruna akıtılan ilk kan olarak kaydedilir.