Bir şehirlerarası yolculuk okuyoruz Demir Ozlu' den yine. Eğer bir gün ısveç ve kuzey ülkelerine giderseniz yaninizda kent / şehir haritası değil ; demir ozlu kitaplari olsun ...
Yazarın da bahsettiği gibi bizi insanları sevdiren şehirler ve issiz sessizlikleridir.
Buluşmaya saatler kaldı Izmir de... Sorularim, onlar da hazir, tabi ki öykülerde ...
Ulysses’in o uzun yolculuğa dönüşmüş olan hayatım. Geçmişinden koparak ayrı düşmüş, artık geçmişi de yaşanmış bir düş haline dönüşmüş olan kendi hayatım, zaman zaman karabasana dönüşen, gördüğü düşün korkunç hayaletlerinden kendini kurtaramayan, nereye – kendi öz adasına, İthaka’ya mı, döneceğini bilmeyen, gençliğinin İthaka’sını yeniden benimseyebileceğine inanmayan, böylece içinde yaşadığı gerçekle de güçlü bağlar kuramayan, gemisinin rotasını nereye çevireceğini bilmeyen, sade güneşi, ışığı, ağır ağır değişen iklimleri izleyen, ölü sulara atılmış bir teknede yol alarak...geçmişinin kölesi değil ama, bir gelecek tasarımına göre de biçimlenemeyen bir varlık... Ne bir düşmüşlükten söz ediyorum ben, ne de bir pişmanlık dile getirmek istediğim. Döneceğim kenti yeniden sevemeyeceğimi biliyorum. Öyle bir değişti ki o! Şimdi sokaklarında tanımadığım, yabancı yerlerden gelen korkunç bir kalabalık dolaşıyor. Şimdi, artık bu uzun yolculuğun sonunda İthaka’ya varsam da, ürkmüş gözlerle seyredeceğim onu...