En Eski Jacques ile Efendisi kitaplarını, en eski Jacques ile Efendisi sözleri ve alıntılarını, en eski Jacques ile Efendisi yazarlarını, en eski Jacques ile Efendisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Niyetim sanat eserlerinin dokunulmaz bekâretini müdafaa etmek değil. Şüphesiz Shakespeare bile başkaları tarafından yaratılan eserleri baştan kaleme almıştır. Fakat uyarlamamıştır, kendi varyasyonlarının temel konusu yapmak üzere başka eserlerden faydalanmış ve bu varyasyonların yüce üstadı kendisi olmuştur. Diderot, dizinden yaralanan, yük arabasıyla taşınıp, güzel bir kadın tarafından bakılan Jacques'ın öyküsünü Sterne'den ödünç almıştır. Bunu yaparken ne onu taklit etmiş ne de uyarlamıştır. Sterne'ün temel konusu üzerine inşa edilmiş bir varyasyon kaleme almıştır.
Dünya edebiyatında indirgenemez, unrewritable (baştan, yeniden yazılamaz olan) iki roman vardır: Tristram Shandy ve Kaderci Jacques. Bu dâhiyane kaosu, geriye bir şeyler bırakarak basitleştirmek mümkün müdür? Hem, geriye kalması gereken şey nedir?
Elbette Jacques ile Efendisi'nin bir uyarlama olmadığını söylemem gerek; bu benim kendi oyunumdur, kendi "Diderot varyasyonumdur" ya da, bir hayranlığın eseri olduğu madem ortada, bu benim "Diderot'nun hatırasına armağanımdır."
Okuma yazma bilmez cahil bir köylüyü uşak tutup kendine, günün birinde vurdu kapıyı, düştü yola Don Quijote, düşmanlarıyla savaşmaya. Yüz elli yıl geçti aradan, Toby Shandy koca bir savaş meydanına çevirdi bahçesini, sabah akşam savaşçı gençliğinin hatıralarına sığındı, ve yanından bir an olsun ayrılmadı sadık uşağı Trim. Trim topallıyordu yürürken tıpkı Jacques gibi, Jacques da Trim'den on yıl sonra, efendisini güldürüp eğlendirdi yol boyunca. Jacques da, yüz elli yıl sonra, efendisi teğmen Lukaç'ı eğlendiren ve korkutan, Avusturya-Macaristan ordusunun askeri Jozef Şvayk gibi geveze ve inatçıydı. Otuz yıl geçmişti Şvayk'ın ardından, bir de bakmışlardı ki efendisiyle uşağı Beckett'in Oyun Sonu'nun, bir başlarına kalıvermişlerdi dünyanın bomboş sahnesinde. Bitmişti yolculuk.
Uşak ile efendisi bütün modern Batı tarihini baştan sona arşınladılar. Prag'da, o büyük elvedanın şehrinde, giderek uzaklaşan kahkahaları kulaklarımdaydı. Hani vurulur ya insan dokunsan kırılacak şeylere, fani şeylere, zincire vurulmuş şeylere, ben de öyle vurulmuştum o kahkahalara, aşkla, sızıyla.