Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Her bedenin kendi yitirdiğini arayarak gezindiği barınak. Öyle geniş ki tüm arayışlar nafile. Öyle dar ki tüm kaçma girişimleri nafile. Çok geçmeden her şey donup kalıyor. Belki de barınaktaki günlerimin sonu geliyor. Bir kaç saniye sonra her şey yeniden başlıyor. Bu ışığın arayış halindeki gözlere etkisi. Aramayı bırakıp yere dikilen veya kimsenin olamayacağı uzak tavana doğru kaldırılan gözlere etkisi. Samuel Beckett
Bu bitki örtüsünde büyük bir insanlık yıkımı yatıyor; bu dikdörtgen temellerde ve tuğla yığınlarında gaz odalarının dehşeti yatıyor; bu sapkın toponimide (“Kanada", "Meksiko"), sanki bir madde gibi, dönüştürülmesi gereken bir tortu gibi görülen insanlığın rasyonel bir biçimde düzenlenişinin çılgınca mantığı yatıyor; bu dingin bataklıklarda, katledilmiş sayısız kişinin külleri yatıyor.
Reklam
"Kabuğun bana ağaç hakkında söylediği. Ağacın bana orman hakkında söylediği. Ormanın, huş ormanının bana Birkenau hakkında söylediği.(...) Etraftaki şeylerin özünü dönüştüren yüzeyler vardır. Saf ide filozofları, Kutsalların Kutsalı'nın mistikleri yüzeyin, şeylerin gerçek özünü gizleyen bir maskeden, bir yalandan ibaret olduğunu düşünür. Kısaca, öze karşı görünüş veya töze karşı sûret. Aksine, yüzeylerin ötesinde olduğu ilan edilen tözün metafizik bir aldatmacadan ibaret olduğu düşünülebilir. Yüzeyin şeylerden döküldüğü düşünülebilir: Doğrudan onlardan geldiği, onlardan koptuğu, böylece onlardan ileri geldiği. Ve karşımıza çıkmak, gözümüze çarpmak için onlardan koptuğu - tıpkı ağaç kabuğu parçaları gibi. Eğer birkaç parçayı toplamak için eğilmeye razı olursak. Kabuk gövdeden daha az hakiki değildir. ... Geçici bir görünüş ve kalıcı bir kayıt arasında bir yerde durur."
s. 66 - 67Kitabı okudu
Auschwitz’in hatırlamak amacıyla kurgusal bir mekân olarak tesis edilmesi için kendi yerinde unutulması mı gerekirdi?
Bu tahayyül edilemez, o halde her şeye rağmen tahayyül etmeliyim.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.