Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Evlilik Çağı

Kadın - İkinci Cins 2

Simone de Beauvoir

Kadın - İkinci Cins 2 Gönderileri

Kadın - İkinci Cins 2 kitaplarını, Kadın - İkinci Cins 2 sözleri ve alıntılarını, Kadın - İkinci Cins 2 yazarlarını, Kadın - İkinci Cins 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadınlar, hiçbir zaman erkeklerle eşitlik içinde alışverişte bulunabilecek, sözleşmelere girecek ayrı bir kast kuramamışlardır. Toplumsal açıdan, erkek özerk ve bütün bir varlıktır; her şeyden önce üretici sayılmakta, varoluşu, topluluğa yaptığı işle doğrulanmaktadır.
Yalnız bedenini veren genelev kadını belki de hoşa gitmeyi uğraş edinmiş kadından daha az köledir.
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
Kadın gazete ve dergilerinde çıkan "mektuplar", bu fikir alışverişinin en güzel örneğidir; salt erkeklere seslenen bir "gönül postası" ne görülmüştür, ne de görülecektir; kadınlarsa, kendilerine kalan alanı ölçmek biçmek, tanımlamak, keşfetmek zorundadırlar; özellikle güzellik öğütleri, yemek tarifleri, örgü örnekleri alıp verir, birbirlerine akıl danışırlar; gevezelik etme, kendini gösterme eğilimlerinde, zaman zaman, gerçek bunalımlar gizlidir.
Sayfa 193Kitabı okudu
Çocuk için en büyük tehlike, eli kolu bağlı teslim edildiği ananın çoğu kez doyumsuz bir insan oluşudur: cinsel açıdan ya soğuk ya da doyurulmamıştır; toplumsal açıdan, kendini erkekten aşağı görmektedir; dünya ve gelecek üzerinde etkili değildir; bütün bu yoksunluklarını çocukta ödünlemeye çalışacaktır; insan kadının şu anki toplumsal yerinin varlığını geliştirmesine ne denli engel olduğunu, benliğinin gizli köşelerinde ne çok arzunun, başkaldırının, hevesin, hak davasının yattığını anlayınca, savunmasız çocukların onun eline teslim edilmesi karşısında büyük bir ürküntü duymaktadır.
Sayfa 155Kitabı okudu
Kadının erkekte aradığı ve bulur bulmaz yitirdiği eriyip kaynaşmayı, anne, çocuğunun ağırlığını karnında hissettiği ya da onu süt dolu memelerine bastırdığı an gerçekleştirir. Şimdi artık bir öznenin boyunduruğuna verilmiş bir nesne değildir; kendi özgürlüğünden bunalan bir özne de değildir, yaşam dediğimiz o iki yönlü gerçektir. Vücudu en sonunda kendi malı olmuştur, çünkü bedeni yavrusunun, yavruysa kendisinindir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Gerçekte, kadınla erkek biyolojik açıdan nasıl birbirlerinin kurbanı değil de, aynı türün iki cinsiyseler, karı koca da kendi yaratmadıkları bir kurumun baskısına birlikte katlanmaktadırlar. Erkekler'in kadınlar'ı ezdiği söylendi mi, koca ayağa fırlamakta; kendini ezilmiş hissetmektedir: gerçekten de öyledir; ancak şurası da bir gerçektir ki, kadının durumunu, her iki cins için de sayısız dert kaynağı olan evlilik kurumuna göre belirleyen erkek yasalarıdır, erkek çıkarlarına göre, erkeklerce işlenmiş toplumdur.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Aile-içi kölelik erkek için daha belirgin daha sinir bozucu, kadın içinse daha köklüdür; sıkıldığı içi kocasını saatlerce yanında tutan kadın, onu horlamakta, ona yük olmaktadır; ama sonunda, erkek kadından çok daha kolay vazgeçebilir; bırakıp gittiği an, kadının yaşamıdır yıkılan. En büyük ayrım, kadının bağımlılığının içe işlemiş olmasındadır: kadın, belli oranda özgür davransa bile köle'dir; erkekse özünden bağımsızdır, ancak dışardan zincire vurulabilir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Kadını, sonradan kendisinin de yakındığı ve kurbanı olduğuna inandığı bir mutsuzluğa sürükleyen şey, erkeğin iki yüzlülüğüdür. Gerek yatakta, gerek yatak dışında hem sıcak, hem soğuk olmasını, hem kendini bütünüyle vermesini, hem de ağırlık yapmamasını istemektedir; kadından kendisini hem toprağa bağlamasını, hem başıboş bırakmasını, hem günleri tekdüzelik içinde yinelemesini, hem canını sıkmamasını, hep yanında bulunduğu halde rahatsız etmemesini dilemektedir; kadını kendisine bütünüyle mal etmek, ama onun olmamak; hem birarada yaşamak, hem yalnız kalmak istemektedir.
Sayfa 109Kitabı okudu
(...) erkek, kadınların gerçek duygularını gizlediklerini söyler, ama insanın kendini böylesine sabırla kandırabilmesi için epey hatır gönül sayıcı olması gerekmektedir. Kendisinden beklenen ahlâk güçlü kadın, harika ana, dürüst kadın gibi birtakım insanlıkdışı niteliklerin canlı simgesi olması anlamına geldiğinden, kadın, ister istemez ahlaksızlığa itilmektedir. Ismarlama ölçülere uymadan düşündüğü, düş kurduğu, uyuduğu, arzuladığı an, erkeğin kafasında yaşattığı kadına ihanet etmektedir.
Mantık, erkeklerin elinde, çoğu kez şiddet aracı gibi kullanılır.
Reklam
Bugünkü evlilik, genellikle, ölmüş törelerin kalıntısıdır ve kadının durumu eskiye oranla çok kötüdür, çünkü aynı haklara sahip olmadığı halde, görevleri aynıdır.
(Ev kadını) yaşamı yalnızca bir bozulma vaadi, sonu gelmeyen bir çaba diye görmekten, yaşama sevincini yitirir; bakışları sertleşir, suratı hep tetikte, kaygılı, ciddi bir havaya bürünür; ancak sakınımla ve cimrilikle korur kendini.
Sisyphos'un işkencesine evkadının yükü kadar benzeyeni azdır.
Fazla heyecan genç kızı ürkütür, fazla saygıysa küçük düşürür; kadınlar, kendilerine acı vermek pahasına keyfine bakan erkekten ömür boyu nefret ederler; ama kendilerini küçük gördüğünü sandıkları adama da ölene dek hınç beslerler.
Gerçekten de, bir genç kızın, yazgısını tamamlayıp kadın olabilmek için ne büyük engeller aşması gerektiğini biliyoruz artık: kadınlığa geçebilmesi, hem bedensel, hem ruhsal, uzun bir "çalışma"yı zorunlu kılmaktadır. Bu işi bir gecede bitirmeye çalışmak salaklık ve barbarlıktır; ilk cinsel birleşme gibi zor bir ameliyatı görev haline getirmek son derece saçmadır. Kadının başına gelecek iş kutsal olduğundan, toplum, din ve aile kendisi bir efendiye teslim eder gibi bin bir törenle kocaya verdiklerinden, kadının gözü iyiden iyiye korkar; evlilik de tam bir kesinlik kazandığından, cinsel edim bütün yaşamını bağlayacak sanır. Ve işte o an mutlak içinde kendi varlığını yakaladığını hisseder: ömürlük bağlandığı adam, gözünde, Erkek'i temsil eder; ayrıca, yaşam boyu kendisine arkadaşlık edeceğinden, yabancı biri gibi gözükür kadına. Oysa, erkek de omuzlarına çöken yükün ağırlığı altında ezilmektedir; onun da kendine göre güçlükleri, aşağılık duyguları vardır ve bunlar onu ya utangaç ya da kaba yapar; pek çok erkek, düğünün tantanasından, gerdek gecesi cinsel ilişkide bulunamaz.
1.006 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.