Popüler kitaplardan neden uzak durmalıyım sorusuna cevap niteliğinde bir okumaydı.
Zaten kısacık dört hikayeden oluşuyor bir de hepsinde ortam aynı şekilde yeniden betimlenmiş. Her hikayenin yarısı penceresiz bodrum katta bir kafe, 3 masa, 6 sandalye, klima yok ama gizemli şekilde hava serin, çiçekli elbiseli sürekli kitap okuyan hayaletimiz günde sadece bir kez kalkıyor oturduğu yerden bir de bigudili ablanın değişen tayt renklerinden oluşuyor.
Zamanda yolculuk, geçmişte takılı kalan hayalet kabul edilebilir de günde üç müşteriyle 150 yıl batmayan kafe mi olur? :)))