Sokaklarında başı boş rüzgarlar dolaşan bir mahalleye hasta bir insan, ceketinin düğmelerini iliklemeden girmemelidir. Nuri Usta da böyle yaptı. Boğazı vifena yanıyordu ve mahallesinin sıkı, sert rüzgarını bir bıçak gibi göğsünden yiyince vücudunun bir yerinde büyük bir damar koptu gibi geldi ona... Çünkü bütün kanı, derisinin altından başına doğru, henüz eritilmiş bir kurşun sıcaklığı ve canlılığıyla akmaya başlamıştı.