Üç gezegen ve sekiz uydu ve on bir milyon insan bilinen en heyecan verici zamanda yaşıyorlardı ama her zamanki gibi içlerinde başka zamanların özlemini hissediyorlardı.
Alfred Bester
İthaki Bilimkurgu Klasikleri'nin gizli başyapıtlarından birini geç de olsa okuma fırsatı buldum. Yazarın uluslararası insan hakları sözleşmelerinde halklara veya toplumsal sınıflara atfedilen self determinasyon hakkına yönelik değerlendirmesi oldukça etkileyiciydi. Hiroşimaya atom bombası atılmasına "Kaplan" insanlarca gizlice karar verilmeden kitle imha silahının topluma tanıtıldığı ve yapılacakların küçük bir zümrece değil tüm insanlarca karara bağlandığı bir dünya hayal edin. Yazarın Foyle'un sinestezi geçirdiği sekanstaki tipografisi ilk defa tecrübe ettiğim harika bir uygulama. Bence daha çok romanda görüşe çıkmalı. Kitabın ana karakteri Foyle'un dönüşümü eşsiz işlenmiş. Göçebenin tehlikeli, kindar, bencil, nevrotik bir adamdan insanlığın geleceğine optimist bir şekilde bakan, tüm yaptıklarından vicdan azabı duyan ve ceza çekmek isteyen bir adama dönüşmesi yazar tarafından harika işlenmiş. Hepimizin bildiği klişeleşmiş ışınlanma kavramının sosyolojik, ekonomik, siyasal etkilerinin tutarlı biçimde ortaya koyulduğu; ikna edici bir gelecek portresinin çizildiği bu kitabı herkese tavsiye ediyorum.
“İçinizde milyon var, kuruşlar harcıyorsunuz. İçinizde bir dahi var, deliliği düşünüyosunuz. İçinizde bir kalp var, boşluklar hissediyosunuz. Hepiniz. Her bir, hepiniz ...”