Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Karıncaların Günü

Bernard Werber

Karıncaların Günü Sözleri ve Alıntıları

Karıncaların Günü sözleri ve alıntılarını, Karıncaların Günü kitap alıntılarını, Karıncaların Günü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kendilerine "İşler neden yürümüyor," diye soranlarla "İşlerin yürümesi için ne yapmalı," diye soranlar arasında her zaman büyük bir fark olacaktır.”
Yaşlı hamamböceği filozofça bir edayla konuştu. "Başkalanndan bizi kabul etmelerini istiyoruz ve biz kendi kendimizi kabul etmiyoruz..." Kendi kendine yardırn etmeye hazır olmayan birine yardım etmeyi nasıl isteyebiliriz? Kendine değer vermeyen birine nasıl değer verebiliriz? Hamamböcekleri 'yüce sınav'ı icat etmiş olmaktan çok gururlular. Onlara göre sonsuz derecede küçük olandan sonsuz derecede büyük olana kadar kendi kişiliğinin görüntüsüne direnebilecek hiçbir hayvan yok.
Reklam
Birini değerlendirmek için onu kendi görüntüsü karşısında nasıl davranacağını açıkça itiraf ettiği bir duruma sokmaktan daha iyi bir yöntem var mı?
“Doğru yerde olunduğunda hiçbir şeyden korkulmuyor.”
“Geçen zamanı düşünün. Adi bir kiraz çekirdeği gibi annenizden fırlayarak doğuyorsunuz. Binlerce çok renkli yemek tıkınıyorsunuz, aynı anda birkaç ton bitki ve hayvanı dışkıya dönüştürüyorsunuz. Pat, ölüyorsunuz. Hayatta ne yaptınız? Yeteri kadar şey değil elbette. Harekete geçin! Bir şey yapın. Belki küçücük bir şey ama kıvanç duyacağınız bir şey! Ölmeden önce hayatınızda bir şey yapın. Boşuna doğmadınız. Ne için doğduğunuzu keşfedin. Küçücük göreviniz ne? Rastlantı sonucu doğmadınız! Dikkat edin”
. Çağımızın paradoksu: En çok kendilerini sıkışıp kalmış bulanlar en iyi zırhlı kapı düzenleri olan insanlar oldu!
Reklam
Evet, gördüğüm her şey, filmler, haberler, reklamlar, sadece olduğunuz gibi olmaktan duyduğunuz üzüntüyü ve kendinizi geliştirmek konusundaki umudunuzu ifede ediyordu. Ve bu umuttan 'gülmeceniz' fişkınyor, 'sanatınız' doğuyor..."
Hiçbir bilim kurgu yazan bunu hiçbir zaman öngörmemişti.İnsanlann binlercesi bir arada, sac kutulann içinde sıkıştırılmayı kabul ettikleri bir uygarlık!
Düşüncelerin korunması kavramı karıncalarda tamamen yeni bir şeydi. Bununla beraber site üyelerinin büyük bir çoğunluğunu coşturmuştu. Her biri bilgisinin feromonlarını bu iş için öngörülmüş kaplara akıtmaya geldi. Sonra bu bilgiler konularına göre düzenlendi. Bundan sonra bütün bilgiler bu büyük salonda toplanmıştı: “Kimyasal Kütüphane”.
Harekete geçin! Bir şey yapın. Belki küçücük bir şey ama kıvanç duyacağınız bir şey! Ölmeden önce hayatınızda bir şey yapın. Boşuna doğmadınız. Ne için doğduğunuzu keşfedin.
Reklam
“Başkalarından bizi kabul etmelerini istiyoruz ve biz kendi kendimizi kabul etmiyoruz...” Kendi kendine yardım etmeye hazır olmayan birine yardım etmeyi nasıl isteyebiliriz? Kendine değer vermeyen birine nasıl değer verebiliriz?
Uygarlığınız çok karmaşık ama ben özünü anlamak için onunla ilgili yeteri kadar şey gördüm. Siz sapkın, sizi çevreleyenlere saygısız, sadece "para" adını verdiğiniz şeyi toplama kaygısında yaratıklarsınız. Tarihinizle ilgili bilgiler beni dehşete düşürüyor: Sadece daha küçük ya da daha büyük ölçekli cinayetlerden oluşuyor. Önce öldürüyor, sonra tartışıyorsunuz. Aynı şekilde birbirinizi ve doğayı yok ediyorsunuz."
DAYANIŞMA: Dayanışma sevinçten değil acıdan doğar. Herkes kendini birlikte zor bir anı paylaşan birine kendisiyle birlikte mutiu bir olay yasayan birinden daha yakın hisseder. Mutluluk bölerken mutsuzluk dayanışma ve birlik kaynağıdır. Neden? Çünkü ortak bir zafer sırasında herkes kendini hak ettiğine göre incinmiş hisseder. Herkes kendini ortak bir başarının tek var edeni hisseder. Kaç tane aile bir mirasın paylaşılması sırasında bölünüyor? Kaç tane rock and roll grubu başarıya kadar kaynaşmış kalıyor? Kaç tane politik hareket iktidara geldiğinde dağıldı? Etimolojik olarak Fransızca sympathle (sempati) sözcüğü "birlikte acı çekmek" demek olan sun patiıeln sözcüğünden gelir. Aynı şekilde "compassion" (ilgilenip acıma) sözcüğü de kaynağını Latince'de "birlikte acı çekmek" anlamına gelen cum patior sözcüğünden alır. İnsanlar katlanılmaz bireyselliklerini kendilerini ait hissettikleri topluluğun şehitlerinin acılarını düşünerek terk edebilirler. Bir topluluğun bağlılığı ve gücü hep birlikte yaşanmış büyük bir iç acısının anısında yatar.
KORKU: Karıncalarda korkunun yokluğunu anlamak için, karınca yuvasındaki topluluğun tek bir organizma gibi yaşadığını akılda tutmak gerekir. Orada her karınca, bir insan vücudunda hücrenin oynadığı rolü oynar. Tırnaklarımızın ucu kesilmekten korkar mı? Çenemizdeki kıllar usturanın yaklaşmasıyla korkudan titrerler mi? Kaynar sıcaklıkta olabilecek bir banyo suyunun sıcaklığını anlamak için kullandığımız ayak başparmağımız korkar mı? Vücudumuzun bu uzantıları korku duymazlar çünkü özerk varlıklar olarak var olmazlar. Aynı şekilde, sol elimiz sağ elimizi çimdiklerse onda hiçbir hınç duygusu ortaya çıkarmayacaktır. Sağ elimizden daha çok yüzükle süslenmişse kıskançlık da duymayacaktır. Birlik organizmanın bütününden başka bir şey düşünmemek üzere birey kendini unuttuğunda kaygılar biter. Karıncaların dünyasındaki toplumsal başarının sırlarından biri belki de buradadır.
Parayı küçümsemek için zengin olmak gerek,gücü küçümsemek için güç sahibi olmak gerek!
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.