Ah, on beş sene önceki çocukluk ve şimdiki ben… Tatsız, sevinçsiz, sevgisiz, aşksız ve heyecansız, her şeysiz, boş bir hiçten daha boş geçen yorgunluk dolu soğuk hayat…
“...annemden farkımı , neden erkek olduğumu, erkekliğin ne olduğunu, erkek olmanın sadece küçük kızları dövmek ve onlara hâkim olmaktan başka da farklarını olacağını düşünerek namazı bitirdim.”
Şimdi düşünüyorum da hayatta bu zavallı ve şefkatsiz geçmişten oluşan, garip bir boşluktan başka bir şey olmayan bu hayal içinde ne vurdumduymazlık, ne gizli bir hız var.