Geceleri terk edilen seyyah ol,
Güneşle gel, şafakla doğ, sabah ol...
İlk kez dağlar öpsün ışıklarını,
Uyanınca gözlerime siftah ol...
Öyle işle ki ciğerlerime,
Sonra yüreğimde çekilen ah ol...
Bilinmez bir kuşatmanın ablukasında gönlüm...Kendime yabancı duygular içindeyim. Efkar tüten yüreğimde anlayamadığım muhal bir sızı var...İçinde yaşadığım bu masallar şehri mi hüzne tutsak bu akşam? Yoksa, iradesinin yavaş yavaş elimden kaydığını hissetmeye başladığım gönül dünyam mı?