En Beğenilen Kayıp Uygarlıklar 1 - Batık Kıta Mu'nun Çocukları Gönderileri
En Beğenilen Kayıp Uygarlıklar 1 - Batık Kıta Mu'nun Çocukları kitaplarını, en beğenilen Kayıp Uygarlıklar 1 - Batık Kıta Mu'nun Çocukları sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kayıp Uygarlıklar 1 - Batık Kıta Mu'nun Çocukları yazarlarını, en beğenilen Kayıp Uygarlıklar 1 - Batık Kıta Mu'nun Çocukları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her şeyin ortaya çıktığı çağımızda "Güneşin altında söylenmedik söz yoktur" düşüncesinden hareketle geçmişimize olduğu kadar geleceğimize de ışık tutacak.
Hiç kuşkusuz Mu'dan başlayan en önemli batı hattı, kuzey esas hattıydı ve Uygurlar adı verilen Ari ırkların ataları olan bir halk tarafından yönetiliyordu. Uygur İmparatorluğu olasılıkla Mu'ya ait koloni imparatorluklarının ilkiydi. Şüphe yok ki en büyüğü, en önemlisi ve en güçlüsüydü.
mu çocukları yorum
CK
cansel kıraç
Yanıtla|
22.12 (Cum) , 16:44
kirac.cansemel (kirac.cansemel@gmail.com)
#kitapyorum
Yazar hindistanda görevli bir subayken bulduğu taşlarla mu kıtasını merak ederek bu işlere başlıyor. İlk okuduğum mu kıtasının devamı olarak nitelendirebiliriz bu sefer mu kıtasın da yaşamış olan kişilerin, diğer kıtalarda nasıl kolonileştiklerini, yaşayışlarını, eğitim ve bir çok alanda neler yaptıklarını anlatıyor. Mu kıtası ile ilgili topladığı bilgilerin gezdiği yerlerin haddi hesabı yok. Bu kitabı normal roman gibi okumanız mümkün değil. Bu konuyu araştırmak istiyorsanız yazarın kitaplarını kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Churchward çalışmalarını ‘Kayıp Kıta Mu’nun Çocukları’ adlı kitapta toplamıştı. İlk baskısı 1931’de yapılan bu kitabı Tahsin Bey, tercüme ettirip Atatürk’e gönderdi. Bu kitaplar tam da Atatürk’ün aradığı şeyleri söylüyordu. Tahsin Bey, ilgisini tamamen Mu’ya yöneltti ve Atatürk’e bununla ilgili 7 ayrı rapor yazdı. Tahsin Bey raporlardan birinde ’70 bin sene önce arzın üçüncü devresinde Mu’dan çıkan yüksek ilmi marifet sahibi insanlar, üç muhtelif yolu takip ederek Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına yayılmışlar ve oralara yüksek medeniyetlerini götürmüşlerdir. Birinci kolu Mu’dan Maya namıyla çıkarak, Asya’nın şark kıyılarına ayak bastıktan sonra Uygur namını alan Mu çocukları teşkil etmektedir’ diyordu. Yani Tahsin Bey, Churchward’e dayanarak Mayaların ve Uygurların Mu’nun çocukları olduklarını ve dünyaya medeniyeti yaydıklarını anlatıyorlardı.
Dünyaya çık oğlum ve tabiatın yazmış olduklarını öğren. Tabiat insanın öğrenmesi için temin edilmiş büyük bir okuldur. Tabiat kuramsallaştırmaz. Tabiat yalan söylemez. Tabiat kişileşmiş hakikattir.
Uzak, çok uzak tarihe bir yolculuk ettiren bir kitaptı. Yazar oldukça anlaşılır bir dille anlatıyordu hikayeyi. Kökenimizin pasifik okyanusunun derinlerine batmış olan Mu kıtasından geldiği teorisini kendi kanıtlarıyla önümüze serdiği bir kitaptı. Çoğu insanın uzak tarih dediklerinde aklına gelen şey elinde taş baltasıyla ormanda avlanan ve 'uga buga' diye sesler çıkaran vahşi görünümlü insanlar gelir. Lakin o 'uga buga' evresine insanların nasıl geriledikleri, yaşanan felaket ve büyük bilgi kaybını sunduğu kanıtlarla anlatışı beni benden aldı.
Özellikle kitabın sonundaki Rişi rahibi ile ilgili bölüm öyle dolu doluydu ki kendimi o andaki mistik havaya kaptırdım. Uzak ve gizemli tarihe ilginiz varsa okunabilir.
Bugün, kendimizi ilk büyük medeniyetten atalarımızla karşılaştırdığımızda ne kadar da küçük kalıyoruz. Karanlığın peçesi sürekli kalkıyor ve günümüz insanı giderek bilgi dağarcığını genişletiyor. Günümüz insanı birçok mekanik konuda daha geri durumda ve atalarımızın çok iyi tanıdığı Büyük Güçler konusunda ise kesinlikle hiçbir şey bilmiyor.
Bugün, engin kayalık arazilerden ibaret olan Gobi Çölünde bulunan Uygur başkenti yaklaşık 5 metrelik taş, çakıl ve kum yığınının altında yatmaktadır. “Tufan”, toprağı ve başka her şeyi alıp götürmüştür.
Anadolu'daki bazı bulgular bu bölgede çok erken tarihte, bugünkü şekliyle tarihin yazılmasından on binlerce yıl önce son derece medeni insanların yaşadığını göstermektedir. Kimdi bu insanlar? Nereden gelmişlerdi? Ve sonları ne oldu? Truva, Baalbek, Efes ve İzmir, bu medeniyetlerin kalıntılarını sergiler.
"Dünyayı gez evlat,doğanın yazmış olduklarını öğren..
Doğa insana öğrenmesi için sunulmuş büyük bir okuldur.Doğa teori nedir bilmez..Doğa yalan söylemez. Doğa, gerçeğin canlı bir örneğidir ."
Mu’da yaşayan insanlar,on farklı kabile ve insan türüne ayrılmıştı.Birbirine tıpatıp benzeyen tek bir çiftten on farklı türün ortaya çıkmasının nedeni bu olabilir miydi ?