Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kedi'çin Masallar

Faruk Duman

Kedi'çin Masallar Sözleri ve Alıntıları

Kedi'çin Masallar sözleri ve alıntılarını, Kedi'çin Masallar kitap alıntılarını, Kedi'çin Masallar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öfke
... öfke, belirsiz bir eşik gibi, takılır insanın ayağına, zamanla. Aşikar bir tuzağa dönüşür. Cenk için aslolan sessizliktir, bunu anlıyorum şimdi. Cenk erbabı, değme hançere değişmesin sakinliğini. Güven budur.
Efkar, Üzüntü
Efkar, keyfin kardeşidir ama. Üzüntü değildir, hayır. Keyif de neşe değildir, gerçi yakındır neşeye. Nasıl üzüntüye yakınsa efkar. Yine de bunlar başka başka şeylerdir. Keyif, sis basmışıdır neşenin. Efkar da üzüntünün öylesidir.
Reklam
Gece
Gecede ak bir şey yoktur, gece, hiçbir şeydir, şeyin dinlenmesidir sadece.
Aşk
Zaten aşk ki hayatın amacı budur sadece gelirse, yalnız gündüz vakitleri gelir insanın başına.
Ağaçları Övmeli
Ağaçların her türlüsünü övmeli. Elmayı, cevizi, dut ağacını. Meyveli meyvesiz, yapraklı yapraksız, ne bulunsa övmeli. Çünkü, ağacın içinde saz gizlidir.
Duygu
Güven olmazdı babamın duygularına. Bir şarkıcı dinlerdi sözgelimi, ağlardı. Kim bilir ne düşünürdü de ağlardı öyle, ama aynı anda, birinin öldürülmesini de buyurabilirdi adamlarına.
Reklam
Efkar
Ebru'yum ben. Saçlarımı boyadılar benim. Tel tel, kıvrım kıvrım saçlarımı. Renk renk ördüler, biçim verdiler saçlarıma. Kendi biçimlerini verdiler. Kara idim, puhu kuşları öttü derinlerimde, ağaçlar ürperdi onların ötüşü ile, ışıklar titredi. Sıcacık ışıklardı, içlerini çeken, uzakta. Alaca nesnelere döndü her şey karamda benim. Sonra kıvrımlarımda iç içe geçti, alaca bu nesneler. Renkler, ama nasıl yaklaştılar birbirine. Yeşil'di usul, ince, yayılıyordu bu yeşil, akağan ırmağı saçlarımın. Güç bela geçiyordum sözümü saçlarıma, gerçi ellerimin de suçu az değildi bunda. Ellerim, saçımdaydı hep. Buydu. Efkarlıydım çok.
Renk ve Meyve
Birbiri içinden ayrılan renk ve meyve. Bir zaman sonra dal meyveyi bıraksa bile, bu birlikte düşüş anında, biraz daha hafif olduğundan, renk, tabii o güne dek yapmamışsa bunu, havada geçirilen o kısacık anda, terk eder meyveyi. Biri öbüründen daha çabuk düşer.
Sözler
Sözlerin öne geçtiğini hissetmiştim bir an için. Kurnaz, canlı sözlerin, biçim değiştirip durduklarını, beni ele geçirdiklerini. Esiri olduğumu, sözlerin. Beni düşünmüyorlardı hiç. Kendi hallerinde dökülüyorlardı ağzımdan, tutsaktılar sanki. Tutsaktılar, zayıfladığım bir vakti bekliyorlardı. Karanlıktı bulundukları yer, bu yüzden, cesaretin ne olduğuna da bilmiyorlardı. Cesaretin ne kadarının insana her zaman gerektiğini de. Işığı görünce bırakıvermişlerdi kendilerini, düşünmüyorlardı gerisini. Ben de nasıl şaşkındım ama. Gerçi biliyorum, sözlerin sarf edilmesinden başka bir şey olmadığını, hayatın. Ama bu kez galiba onlardı, beni sarf eden. Durup dururken. Ne istediğimi anlatıyorlardı bana. Dahası, duymuyorlardı bile beni. Nasıl duyacaklardı. Söz, bencildir. Duyma yetisi yoktur onun. İlk sözün kendisi olduğunu düşünür. Kim bilir, böyledir de. Yazık, nasıl kıvranıyordum, dilim yoktu ama. Hatta ellerimde, yüzümün gerilişinde, gözlerimdeki acemide, sarf ettiği sözlerden memnun olmayan birinin hali yoktu. Vücudum can atıyordu yani, sözlerimin emrini yerine getirmek için.
Kar
Kar yağardı yine; kar yalnızca kendini dinlendirmek için ara verirdi.
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.