Kendini Sev, Hayat Seni Sevecektir Sözleri ve Alıntıları
Kendini Sev, Hayat Seni Sevecektir sözleri ve alıntılarını, Kendini Sev, Hayat Seni Sevecektir kitap alıntılarını, Kendini Sev, Hayat Seni Sevecektir en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
‘Yaptığım her şeyi ya birilerini memnun etmek ya da etmemek için yapıyorum. İnsanları ya sürekli tavlıyorum ya da kışkırtıyorum. Sonra da kendime soruyorum:
Ben nerede yim? Benim özgürlüğüm nerede?’
Bir anlaşmazlık ya da kızgınlık durumunda tartışmaya, hatta belki ilişkiyi bitirmeye cesaret edemeyen kişiler yavaş yavaş kendilerini sessizliğe gömerler. Bu sessizlik imkansız bazı çatışmalardan korunmak için gerekli olsa da. heyecanlarını sürekli bastırmaya zorlayacaktır onları. Böylece, fildişi kulelerinde güvende oldukları yanılgısıyla gerçek bir iletişim kurmayı beceremez hale gelmişlerdir ve sonunda derin bir yalnızlık duygusuyla baş başa kalmışlardır zira her türlü çatışmayı önlemek adına göze çarpmamaya uğraştıkça dış dünyadan iyice soyutlanmışlardır.
Çelişki gibi görünse de, diğerine yaklaşabilmek için aslında araya mesafe koymak gerekir. Fazla yakın olmak, onu olduğu gibi görmek için ihtiyacımız olan mesafeyi ortadan kaldırır. Onu olmasını istediğimiz şekilde görürüz, umutlarımızı yansıtan o ayna... Karşımızdaki insanla öyle kaynaşmışızdır ki, bizim isteklerimiz hep ön planda olduğundan, ne kendi arzularının bilincine varacak zamanı vardır ne de bize doğru adım atabilecek genişlikte bir alanı.
Acı çekmemek adına yaptığımız her kaçış kaçınılmaz olarak başka bir acı doğuracaktır. Ve her türlü kaçınma davranışı bir gün yaşamaktan kaçınmaya varacaktır.
Yalnızlığımızı yaşayamamak, bazen ruhumuzu el altından satmak, küçültücü ilişkileri yürütmek, nefreti bile bir bağ olarak görmek, yaşamdan çok ölüme yakın bir anlaşma imzalamak anlamına gelebilir.
Hatta günümüzde mutluluk, bir tüketim maddesi haline dönüşmüştür, gazeteler, filmler ve reklamlar bize asla yeterince “mutlu” olmadığımız duygusunu verirler. Son model bir çamaşır makinesi veya rüyalarımızın arabasını almış olmak bile tatmin olmamız için yeterli değildir, zira bu konuda yapılan reklam anında daha başka istekler uyandırır. Araba ya da çamaşır makinesinin yanında telkin edilen, bunların kalitesinin sağlayacağı eşsiz anların yoğunluğunu, özgünlüğünü, egzotikliğini ya da en basitinden o huzurlu dinginliğini de elde etmek zorunludur artık.
Kaybetme riskini göze aldığımızda hiçbir tehlike hissi yaşamayız, oysa benliğimizi kaybedeceğimizden korkuyorsak başarısızlıktan korkarız ki bu da kaçınılmaz olarak dramatik sonuçlar doğuracaktır.
“Artık yaşamayı istemediğimizde bedenimiz hayatı kendiliğinden yok ediyor... Kanser aslında ruhun hastalığı, tümörler ise akıtılmamış olan gözyaşları.”
Her türlü rahatsızlık ve tedirginlik duygusunu dikkate almamız ve ilk işaretleri hisseder hissetmez harekete geçmemiz gerekir zira kaygı öyle güçlüdür ki, bir kere yerleşti mi artık mücadele etmek imkansız hale gelir, en ufak bir karar alma durumunda bile karmaşa yaşarız ve karar vermek için korkunç bir çaba harcamamız gerekir. Öyle tutuklaşmışızdır ki, bir şeye anında tepki vermek imkansızlaşmıştı ve sürekli bastırdığımız için hareketlerimiz artık sadece kafamızda var olurlar.
Başkalarına "mış" gibi yapıyorum, hayatımdan memnunmuşum gibi' davranıyorum, yaramazlık yapmayan, aşırılıklara kaçmayan o kusursuz küçük çocuğu oynuyorum. Aşırılıklarla, yasaklarla ve sırlarla dolu ikinci yaşamımı bir bilselerdi ah!’
‘Belli bir çizginin dışına çıkmam imkansız, kendime hiç hareket özgürlüğü tanımıyorum. Böylece hiç kimsenin bende kınayacak bir şeyler bulamayacağından emin olurken ben onlara tepeden bakıp eleştirmeye ve yargılamaya devam edebilirim. Ama sonunda kendime, “Sen neyi yaşamayı becerebildin?” diye sormaktan da geri kalamıyorum.’