Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yurttaşlığın Yükselişi Ve Çöküşü

Kentsiz Kentleşme

Murray Bookchin

Öne Çıkan Kentsiz Kentleşme Gönderileri

Öne Çıkan Kentsiz Kentleşme kitaplarını, öne çıkan Kentsiz Kentleşme sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Kentsiz Kentleşme yazarlarını, öne çıkan Kentsiz Kentleşme yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Maddi açıdan büyüme ve “doğa üzerindeki hakimiyetin” artması, bariz bir biçimde “ilerleme” olarak tanımlanmaktadır. Kültürel istikrar ile ayırt edici nitelikteki kültürel özelliklerin zenginleştirilmesi ise bunun tam tersine, “durgunluğun” ve hatta “bunalım”ın ya da “toplumsal gerileme”nin kanıtı olarak ele alınır.
Sayfa 312 - Sümer Yayıncılık
Ortaçağda ulus kavramıyla ilgili her şey sıkı sıkıya krala bağlıydı; bu nedenle “milliyetçiliğin” kraldan uzun ömürlü olmasına olanak yoktu. Feodalizm döneminde, Avrupadaki kralların otoritelerindeki büyük sallantılar görüldü; bunun nedeni, merkezi otoritenin, antik ve ortaçağda da görüldüğü gibi, sağlam bir tabana sahip olmayışıydı. Haberleşme sisteminin ilkelliği ve teknolojinin cilalı taş devrinden kalma oluşu, otoritenin merkezileşmesini sınırlıyordu. Orduların ve görevlilerin ulaşım hızı atların hızıyla sınırlıydı; mevcut yollar çok kötü durumdaydı; bir çok yerde hiç yol yoktu; silahlar ise bronz çağından kalmaydı. İtaatin büyük ölçüde kişisel bağlara ve kararlı bir krala duyulan bir parça korkuya dayalı oluşu, kişisel sorumluluklara ve acımasız cezalandırma yöntemlerine dayanan gevşek bir politik sistemin ortaya çıkmasına neden oldu.
Sayfa 280 - Sümer Yayıncılık
Reklam
Günümüzde modernlik kılıfı altında, bireysellik egoizmle, kişilik ise nevrozla abartılı bir şekilde eşleştirilmektedir; bunun altında yatan kibirlilik, psikanalizin ve psikotarihin insanın dramına her yönden açıklık getiren iddialarındaki kendini beğenmişlikle aynı derecededir. İnsanın bireyselliği çeşitli şekillerde ortaya çıkar; bazı insanlar, son derece toplumsal ve politik varlıklar olarak gelişir, bazıları ise kişilik gelişimleri sonucu, kendi isteklerine düşkün varlıklar olarak gelişir; bu iki türün kombinasyonları ya da permütasyonları da görülebilir; bütün bu gerçekler, emperyalist nitelikteki “modernlik” iddialarının ve Gemeinschafi (akrabalığa ve organizmasal ilişkilere dayalı durgun halk topluluğu) hayranlarının yabancısı olduğu konulardır.
Sayfa 142 - Sümer Yayıncılık
Gerçekten de giderek derinleşen kişisel yetersizlik ve kamuyu ilgilendiren konulardaki umursamazlık duyguları, seçmenin belirli bir görüş oluşturmadaki düşünsel becerisini azaltır. Toplum ve çevre alanlarında etkin bir rol oynayan cesur siyasi topluluğun yerini alışveriş, moda, dış görünüş, kariyer ve -bütünüyle sıkıcı bir düzeyde gerçekleşen- eğlence benzeri önemsiz sorunlarla ilgilenen bir kitle alır. Burada çift taraflı bir gelişme karşımıza çıkar: bir zamanlar bireyin ve insan topluluğunun alanına giren konular, giderek büyüyen toplumsal gücün eline geçer; kişisel güç ile bireyin eylem kapasitesi sürekli olarak azalır. Bu felç edici güç alanında bireyin özkimliği ciddi bir çöküş yaşamaya başlar. Kişinin özsaygısı giderek azalır; sonunda benlik korkunç bir şekilde yok olur. Eylemsizlik tek eylem biçimi haline gelir; bunun sonucunda “seçmen” içine kapanır; kişisel işlerliği ortadan kalkar.
Sayfa 46 - Sümer Yayıncılık
Bir tarafın önerdiği maddi zenginlik ile diğer tarafın önerdiği ruhani güvence, çok sayıda kentte, en az kent ile kırsal kesim arasındaki çatışmalar kadar şiddetli bölünmeler yaşanmasına neden oldu. Bu andan itibaren Avrupa komünleri, birbirine karşıt olan iki yöne çekilmeye başlandı: bir tarafta ulus devletin avantajları, diğer tarafta ise toplumsal bir federasyon ideali yer alıyordu. Fransa birinci seçenek için klasik bir örnek oluşturdu; İsviçre konfederasyonu ise ilk günleri göz önüne alındığında, ikinci türden bir örnekti.
Sayfa 220 - Sümer Yayıncılık
Demokraside güç doğrudan halkın elindedir; cumhuriyette ise seçilmiş vekiller gücü ellerinde tutar; bu vekiller, başlangıçta koinoianın tabanında yer almış olan politik alanı yeniden oluştururlar; böylece bu alana müstakil ve profesyonel bir nitelik kazandıran güç, bu alanın zirvesine oturur. Cumhuriyetlerde halkın doğrudan kontrolü mevcut değildir; demokrasilerde ise gücün el değiştirmesi söz konusu bile olamaz.
Sayfa 90 - Sümer Yayıncılık
Reklam
Yazılı bir dile sahip olmayan, varlığını günümüze kadar sürdürebilmiş insan topluluklarında bireysellik, farklı bir şekilde de olsa kesin olarak mevcuttur; bu toplumlarda, bireysellik üzerindeki sınırlamalar ile toplumsal kurallar, açık bir şekilde belirtilmiş olup ortak yaşama yöneliktir; bu açıdan günümüzün son derece planlı bir şekilde yönetilen modern toplumuna tam bir karşıtlık gösterir; günümüz toplumu, sahip olduğu yasal “özgürlükler”le övünür; ancak bunların toplumsal duyarlılık taşımadığını görmezden gelmeye çalışır.
Sayfa 69 - Sümer Yayıncılık
Geri19
97 öğeden 91 ile 97 arasındakiler gösteriliyor.