Üniversite için İstanbul ‘dan Anadolu’ya gelen ve çok geçmeden dost kazığı ile tanışıp aşk acısı çeken bir genç ile başlıyor hikaye. Zaman zaman üniversite anıları canlanıyor zihinlerde , hafif tebessümler, tanıdık gelen o anlar .. Derken benim çok sevdiğim Faysal karakteri ardından Tomris karakteri ekleniyor. 3ünü Kaşgarlı Mahmut birleştiriyor. Hikayenin bu kısmı oldukça merak uyandırtıyor. Uzayıp gitse sıkılmazdım herhalde bu bölümden öyle ki ilerleyen bölümlerde üniversite bitiyor ve Orkun can dostu Sencer ile iş hayatına atılıyor ama o da ne aynı kazık aynı kişiden daha sağlam şekilde atılıyor ve sonu hüsran.. Sencer yaşananlar sonucunda yine aynı eski dostun kazıgı ile hayata gözlerini yumuyor fakat benim aklımda hala Tomris ve Faysal’a ne oldu acaba? Sorusu.. Ve sonunda Orkun Faysal ‘dan gelen bir mektup ile bizim Mahmut’a ulaşıyor.
Evim oldun sen benim. Ben banklarda, parklarda iki büklüm bir kat sabahlarken evim oldun. Kör kuyulara sürüklenirken, dipsiz uçurumlara giderken, sarp dağlarda yürürken evim oldun. Hoş geldin.. Bize iyi bak olur mu? Evimize iyi bak..."