En Eski Kırmızı Eğrelti Otunun Büyüdüğü Yer Sözleri ve Alıntıları
En Eski Kırmızı Eğrelti Otunun Büyüdüğü Yer sözleri ve alıntılarını, en eski Kırmızı Eğrelti Otunun Büyüdüğü Yer kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Mezarlara yaklaştığım zaman değişik bir şey gördüm. Bir yaban çalısı büyümüş ve iki mezarı örtmüş gibiydi. Yaban çalısının mezarların bu kadar yakınında büyümesi beni kızdırdı. Onu kesmek için bıçağımı çıkarttım. Ne olduğunu görmek için yanına gittiğimde durdum. Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Gördüklerime inanamıyordum. İki mezarın arasından, zengin dağ toprağında güzel bir kırmızı eğrelti otu fışkırmıştı. Altmış santim kadardı. Güzel uzun kırmızı yaprakları uzayıp, gökkuşağı gibi köpeklerimin mezarları üzerinde kıvrılmıştı. Kırmızı eğrelti otu hakkında eski Kızılderili efsanesini duymuştum.
Kızıldereli bir delikanlı ve Kızıldereli bir kız Kasırgada kaybolmuşlar ve donarak ölmüşler. İlkbaharda onları buldukları zaman ikisinin vücudu arasında güzel bir kırmızı eğrelti otu büyümüş. Efsaneye göre kırmızı eğrelti otunun tohumlarını yalnızca melekler ekebilir, bu ot hiçbir zaman ölmez ve onun yetiştiği yer kutsal sayılırmış."
O iki aptal gözyaşının nereden geldiğini bilmiyorum. Bir yol bulup aktılar. Yanaklarımdan yuvarlandıklarını hissettim. Bir tanesi kupanın üzerine düşüp dağıldı. Öbürünü kolumla sildim.
Kızılderili bir delikanlı ve Kızılderili bir kız kasırgada kaybolmuşlar ve donarak ölmüşler. İlkbaharda onları buldukları zaman ikisinin vücudu arasında güzel bir kırmızı eğrelti otu büyümüş. Efsaneye göre kırmızı eğrelti otunun tohumlarını yalnızca melekler ekebilir, bu ot hiçbir zaman ölmez ve onun yetiştiği yer kutsal sayılırmış.
Etrafımızdaki dağlara bakınca geceleri gelen gizli ressamın bizi gene ziyaret ettiğini gördüm. Kırmızı, şarap rengi, sarı, kuru yaprak rengi, bir gecede bu kadar değişik rengi nasıl boyadığını merak ettim.
Hatıraların insan beyninde uzun süre uykuda kalması çok ilginç.Ancak bu hatıralar,yeni satın alınan bir sey,duyduğun ve gördüğün veya sadece tanıdık bir yüzle canlanıp taptaze oluyorlar...
Kalbim sarhoş bir çekirge gibi atmaya başladı. Yutkunmaya çalıştım, yapamadım. Gırtlağımdaki çıkıntı görevini yapmıyordu. Yavrulardan biri bana doğru gelmeye başladı. Nefesimi tuttum. Ayağımın üzerinde ufacık bir ayak hissettim. Öbür yavru onu takip etti. Ilık bir yavru köpek dili yaralı ayağımı yaladı.
Istasyon şefinin "Seni şimdiden tanıdılar " dediğini duydum.
Eğilip onları kollarımın arasına aldım. Yüzümü onların kıpır kıpır vücutlarına gömüp ağladım.