"Duyduğum her sese, gördüğüm her şeye alışıktım ama onları duymaktan ve görmekten hiçbir zaman bıkmıyordum. Onlar Tanrı'nın gönderdiği armağanlardı ve ben onlardan hoşlanıyordum."
Kalbim sarhoş bir çekirge gibi atmaya başladı. Yutkunmaya çalıştım, yapamadım. Gırtlağımdaki çıkıntı görevini yapmıyordu. Yavrulardan biri bana doğru gelmeye başladı. Nefesimi tuttum. Ayağımın üzerinde ufacık bir ayak hissettim. Öbür yavru onu takip etti. Ilık bir yavru köpek dili yaralı ayağımı yaladı.
Istasyon şefinin "Seni şimdiden tanıdılar " dediğini duydum.
Eğilip onları kollarımın arasına aldım. Yüzümü onların kıpır kıpır vücutlarına gömüp ağladım.