Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kırmızı Zaman

Mine Söğüt

Kırmızı Zaman Sözleri ve Alıntıları

Kırmızı Zaman sözleri ve alıntılarını, Kırmızı Zaman kitap alıntılarını, Kırmızı Zaman en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğduğumuz andan itibaren yarıştığımız, savaştığımız ve sonunda mutlaka yenildiğimiz zaman! Bizden önce de bizden sonra da var olan, biz varken varlığıyla bizi kavuran, içinde şuursuzca can çekiştiğimiz kadim kavram…
Ölüm ve süreklilik paralel olarak yaşamı belirler. Insan bu paradoks yüzünden deliliğe bu kadar yakın yaşar.
Reklam
Hepsi masal bunların… Sakın ola bulutlardan, topraktan korkmayasın… Korkacaksan sadece kötü niyetli insanlardan bir de Allah’tan korkacaksın.
Gerçekle gerçeküstü tıpkı yine yin ile yang gibi iç içe geçerek birbirini tamamlayan bir bütündü. Gerçeğin içinde gerçeküstü, gerçeküstünün içinde de gerçek vardı ve birbirlerini sarıp sarmalamışlardı. O yüzden gerçeküstünün peşinden girerken gerçeğe takılıyordu insanların ayakları ve gerçeğin peşinden giderken de gerçeküstüne. Tıpkı ölümün peşinden giderken hayata, hayatın peşinden giderken ölüme takılması gibi ayakların… aklın… kaderin…
Edison yaralı kuşu bulamamış. Ne acıklı! Ne acı! Ne sert! Ormandaki yaralı kuş...Edison onu bulabilseydi yaşayacaktı. Buluşçu Edison, neleri bulabilen Edison, yaralı kuşu bulamamış ne demek? Kuşun akıbeti hüsran demek.
Bazılarımız hayata sadece bir sırrı var kılmak için geliriz.
Reklam
Yaşamanın ilk şartı bir gün mutlaka ölmektir.
'Hayat tuhaflıklarla doludur ve katlanılabilir olmasını bu tuhaflıklara borçludur.'
"Kader insanın kendi hayatına hiçbir zaman gerçekten sahip olamayacağının açık tehditidir."
Reklam
Hadi.. Haliç'e gidip sessizce kırmızı kayığı seyredelim.
Vicdan
Vicdan,bir bebeği ilk ağlatan...Bir ölüyü son terk eden...Vicdan kalbimizin tam altında bir organ...
Sayfa 200 - YKYKitabı okudu
Hayatın bütün sırrı ölümdeydi. Herkesin şuursuz hedefi ölmekti. Şöyle yada böyle. Ölmek. Yaşamın sınırları içine kabul etmediği, varlığını neredeyse yadsıdığı ölüm tüm barikatları aşıyordu. Hayat sadece ölümü anlamak için verilmişti insanoğluna. İnsanoğluysa ölümü yok sayarak hayatı tek gerçekmiş gibi kabul edip hep yanlış yola giriyordu. Botan artık ölmek istiyordu. Babası gibi. Diğerleri gibi. Ölmek ve ölümle yüzleşmek. Ama önce ölme haliyle barışmalıydı. İnsanlar en çok acil servislerde ölüyorlardı.
“ Kalabalık ve yoksul semtlerin hastanelerine gitmeyi severdi Botan. En ağır vakalar oraya gelirdi çünkü. Yoksullar daha gösterişli trajediler yaşarlardı zenginlerden. Daha çok ağlardı yakınları, daha vahşi olurdu katilleri. ”
Ölüm ve süreklilik paralel olarak yaşamı belirler. İnsan bu paradoks yüzünden deliliğe bu kadar yakın yaşar.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.