Kırmızı Zaman sözleri ve alıntılarını, Kırmızı Zaman kitap alıntılarını, Kırmızı Zaman en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğduğumuz andan itibaren yarıştığımız, savaştığımız ve sonunda mutlaka yenildiğimiz zaman! Bizden önce de bizden sonra da var olan, biz varken varlığıyla bizi kavuran, içinde şuursuzca can çekiştiğimiz kadim kavram…
Gerçekle gerçeküstü tıpkı yine yin ile yang gibi iç içe geçerek birbirini tamamlayan bir bütündü. Gerçeğin içinde gerçeküstü, gerçeküstünün içinde de gerçek vardı ve birbirlerini sarıp sarmalamışlardı. O yüzden gerçeküstünün peşinden girerken gerçeğe takılıyordu insanların ayakları ve gerçeğin peşinden giderken de gerçeküstüne. Tıpkı ölümün peşinden giderken hayata, hayatın peşinden giderken ölüme takılması gibi ayakların… aklın… kaderin…
Hayatın bütün sırrı ölümdeydi. Herkesin şuursuz hedefi ölmekti. Şöyle yada böyle. Ölmek. Yaşamın sınırları içine kabul etmediği, varlığını neredeyse yadsıdığı ölüm tüm barikatları aşıyordu. Hayat sadece ölümü anlamak için verilmişti insanoğluna. İnsanoğluysa ölümü yok sayarak hayatı tek gerçekmiş gibi kabul edip hep yanlış yola giriyordu. Botan artık ölmek istiyordu. Babası gibi. Diğerleri gibi. Ölmek ve ölümle yüzleşmek. Ama önce ölme haliyle barışmalıydı. İnsanlar en çok acil servislerde ölüyorlardı.
“ Kalabalık ve yoksul semtlerin hastanelerine gitmeyi severdi Botan. En ağır vakalar oraya gelirdi çünkü. Yoksullar daha gösterişli trajediler yaşarlardı zenginlerden. Daha çok ağlardı yakınları, daha vahşi olurdu katilleri. ”