“Her şey değişmiş, alt üst olmuştu ve hayatımız artık Ağustos ayında yabanmersiniyle dolan çalılar gibi sorunlarla doluydu.”
Bunu söyleyen Abigail. 16 yaşında. Ve şimdi her gece karavanda yatıp, kiliselerde yemek kuyruğuna girmek zorunda. Çünkü babası, kıyamet gününün geldiğine inanan bir kiliseye bağlı ve tüm varlığını satıp kıyameti en önden izlemek için kilise rahibinin peşinden gidiyor. Bir insanın körü körüne bağlandığı inancı için neleri feda edebileceğine tanıklık ediyoruz kitapta. Evini, arabanı, yaşadığın yeri... Peki aileni?
Abigail ikiz kardeşi Aaron ile birlikte her şeyin değişeceğine dair taşıdığı umuduna sarılmaya çalışıyor hikaye boyunca.
Yazarın ilk kitabı. Önce dili çok basit geldi, alışamadım ama kısa sürede biten bir hikaye. Ve aile ilişkilerine tanık olmak, hikayenin kurgulanışı için bitirmek istedim. Belki siz de merak edersiniz.