Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Konuştukça Batıyoruz

David Stiebel

En Eski Konuştukça Batıyoruz Sözleri ve Alıntıları

En Eski Konuştukça Batıyoruz sözleri ve alıntılarını, en eski Konuştukça Batıyoruz kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Insanları açık fikirlilikle dinleyin." Bazı durumlarda, bu düşünce tamamen saçmadır. En sevdiğim örneği bir arkadaşım vermişti: "Erkek arkadaşımın beni beş haftadır aramamasının mantıklı bir nedeni mutlaka vardır. Nedenin ne olduğunu bir öğrenirsem, ilişkimiz yoluna girecektir." (İlişkileri asla düzel­ medi.)
"Kendinizi açıkça ifade edin." Bu öğüt de, her zaman yar­dımcı olmayabilir. Patronunuzun, size açıkça şunları söyledi­ğini düşünebiliyor musunuz: "Burada beş yıldır çalıştığını ve Linda'nın henüz bir çaylak olduğunu biliyorum. Senin yerine onu terfi ettiriyorum; çünkü senden daha iyi çalışıyor. Umarım, ne demek istediğimi anlamışsındır ... Darılmak gücenmek yok, tamam mı?" Ne kadar yanlış!
Reklam
Düşünceleri dürüstçe ortaya koymak: "Samimi" olmanın, "düşüncelerimizi açıkça söylemenin" iyi olduğunu düşünürüz. "Dürüst konuşmaya" özeniriz. İnsanlar, dürüstlüğün insan ilişkilerini iyiye götürdüğünü düşünürler. Örneğin, başkaları bizim hakkımızdaki düşüncelerini bize açık­ça söylerse kendimizi değiştirip onlarla daha iyi anlaşabiliriz. Maalesef . . . Genellikle, birbirinize karşı ne kadar dürüst olursanız birbirinizden o kadar soğursunuz. Kaliforniya'da bir şirketin satış bölümü çalışanları, kişisel ve mesleki açıdan neleri iyi yap­tıklarını, kendilerini nasıl geliştirebileceklerini tartışmak için bir hafta sonu buluştular. Bu, ekip çalışmasını hızlandıracak ve satışları patlatacaktı. Teori buydu. Buluşma sırasında yapılan birkaç yorumu aktaracağım: "Birkaç kilo almış olmana karşın, gerçekten de çok iyi görünüyorsun! Çok ciddiyim! Harika görünüyorsun!" "Telefomda sürekli duygusal problemlerini konuşuyorsun. Bir psikologa gitmeyi hiç düşündün mü?" "Biraz daha az makyaj yaparsan, belki de cilt problemlerin azalabilir!" Sizce, insanların böylesine samimi bir şekilde görüşlerini paylaşması, uyumu arttırıp satışları patlatmış olabilir mi? Haklısınız, tabii ki bu teori suya düştü. Satış bölümü çalışanlarının birlikte geçirdikleri bu hafta sonundan sonra sa­tışlar, yüzde on iki oranında düştü. Buradaki mesele, insanların birbirlerini iyi anlayamamaları değildi. Herkes oldukça açık bir şekilde birbiriyle iletişim kur­muştu. Mesele, herkesin birbirini çok iyi anlamasıydı.
Genellikle, birbirinize karşı ne kadar dürüst olursanız birbirinizden o kadar soğursunuz.
Asıl niyetinizi söylemek:Anlayışın büyüsüne kapılır, gerçek amaçlarımızı açıklar ve karşımızdaki insanın çıkarlarıyla kendi çıkarlarımız arasın­da hiçbir zıtlık olmadığını görürsek, her meseleyi çözeceğimizi sanırız. Bu konuda şüpheciyim. İşyerindeki sıradan bir meseleyi ele alalım: Patronunuz, akşamları mesaiye kalmanızı fakat karşılı­ğında hiçbir ücret talep etmemenizi istiyor; fakat onunla aynı fikirde değilsiniz. Bu yüzden de, gerçek niyetinizi düşünmeye başlıyorsunuz; bir yandan, patronunuz, projesini zamanında bi­tirmek istiyor, diğer yandan da, siz eve gidip televizyon seyret­mek istiyorsunuz. Ay! Asıl niyetiniz , her zaman için, karşınızdaki insanın beklentisiyle uyuşmuyor olabilir. Bu noktada, gerçek niyetinizi dışa vurmak, hiçbir meseleyi çözmeyecektir. Gerçek niyetinizi dışa vurduğunuzda, işsizlik oranında küçük bir artışı sağlamak­la kalırsınız.
Davranışınızın nedenlerini açıklamak, meseleleri daha da büyütebilir. İşte, üç neden: 1. Niyetinizi dışa vurmak, karşınızdakinin sizi sömürmesine fırsat verebilir. Bir ev aradığınızı düşünün. Eşinizle bir daireye giriyorsunuz ve eşiniz size, "Bu ev aradı­ğımız her şeye sahip - şöminesi, tepeden aydınlatması ve bü­yükanne için arka tarafta bir kulübesi bile var!" diyor. Bunun üzerine de, emlakçı, evin aradığınız tüm özelliklere sahip ol­duğunu öğreniyor. Sizce emlakçınız, bunu duyduktan sonra, fiyatta bir indirim yapar mı?Eğer sıkı bir pazarlamacıysa kesinlikle hayır. Hatta fiyatı bile arttırabilir. (Bu mülke aslında değerinin altında değer biç­miştik diyerek.)
Reklam
“İnsanların dünyayı buğulu camların ardından algıladıkları, yaygın bir görüştür. Yine de, kendi görüşümüzün de net olmadığını unuturuz. Kendi gerçeğimizi, tek gerçeklik olarak algılarız.”
Sayfa 129Kitabı okudu
Birbirimizi daha iyi anlarsak meseleyi çözeriz. Fakat, o, farklı bir anlam çıkartmıştı: Yalnızca sen beni anlar­san, meseleyi çözeriz. Bu yaklaşım, size, insanları hor gören, bencilce bir davranış gibi geliyorsa, aynı zamanda tanıdık da gelmelidir. Çünkü, bir tartışmaya girdiğimiz zaman, çoğumuzun takındığı tavır budur.
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.