Köpüklenen Gök kitaplarını, Köpüklenen Gök sözleri ve alıntılarını, Köpüklenen Gök yazarlarını, Köpüklenen Gök yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeni bir savaşa döndü dünya, aç bulutlar
kemiriyor gökyüzünün çivit mavisini,
ve bastıran kurşunilikte hissediyorsun hıçkıran
genç karının ürkek elini.
Diken üstündesin her daim, çalışırken bile eğreti.
Ve sanki bir balçık denizinde yaşar gibi
yavaş, becerikli elindeki kalemin, ve
ruhun dipsiz kederin de dibi.
Dehşetin pençesini duyuyorsun yüreğinde
ve bazen sadece uzaklardan gelen bir haber gibi dünya;
çocukluğun artık sadece anılarda, tırmandığın
yaşlı ağaçlarda.
İki gündür yağıyor böyle; pencereyi açar açmaz
ışıldıyor karşıdan Paris'in damları
bir bulut çörekleniyor masama
yansıyor yüzümde ıslak bir parıltı.
Evlerin üzerinden, olukların diplerinden
sırılsıklam kurumlar yakarıyor bana.
Ben ki yapışkan çamurlar, haberlerle kirlenmişim
Oturmaktayım utanç duyarak bu alacakaranlıkta.
Ey bizi kırbaçlayan kara kanatlı savaş!
dehşetin geziyor sınır boylarında
kimse ekmiyor öbür yanda, kimse biçmiyor.
Yok artık, bağlarda devşiren parmaklar da.
Yavru kuş şakımıyor, güneş yanıp tutuşmuyor -
gökyüzünde, anneler çocuksuz bundan böyle.
Yalnız senin kanlı ırmakların, İspanya
köpüre köpüre akmakta.
Yeni ordular doğacak ama, gerekirse yokluktan
çılgın kasırgalar gibi
ordular, yerin altından
yaralanmış tarlalardan.
Özgürlük! Senin geleceğine inliyor insanlık!
Bu akşam vaktinde, sana ulaştırdılar şarkılarını.
Ağır sözler ve ıslanmış bir yüzle
yoksulluğu Paris'in söyledi sana bunları.
Dün yağmur çiseliyordu ve önümüzde
diz çökmüş bir insan gibi duran çalılıktan, çayırlığa
iki sevdalı çıktı ve uzaklaşıp gittiler
Çiçekler gibi açılmış dudaklarıyla.
Bugünse yamaçtan bize doğru sürünen
toplardır ve balçık içinde dönen tekerlekler.
Miğferlerle örtülü alınlar
Ve arkada kan ve ter kokuları bırakarak
Yürüyen askerler.
Kumral çocukluk! Çoktandır yoksun artık!
Yaşlılıksa ulaşılmayacak kadar uzak!
Dizlerine kadar kan içinde duruyor şair
Söylediği her türküyü son türkü sayarak.
Ben bu dünyada insanın düştüğü bir zamanda yaşadım
o kadar alçak ki zevk için öldürüyor,
(...) sahte tanrılara tapıyordu
hiçbir yanılsama olmaksızın ağzından köpükler akıyordu.
Bir çağda bu dünyada yaşadım
ihanetin onurlu bir jest olduğu..