Ben bu dünyada insanın düştüğü bir zamanda yaşadım
o kadar alçak ki zevk için öldürüyor,
(...) sahte tanrılara tapıyordu
hiçbir yanılsama olmaksızın ağzından köpükler akıyordu.
Bir çağda bu dünyada yaşadım
ihanetin onurlu bir jest olduğu..
Unutmak gerekirdi ama yaşam boyunca
hiçbir şeyi unutmadım ben.
Üstüne köpük dökülüyor ayın,
öfke bir çizgi çekiyor gökte koyu yeşil,
kendime bir sigara sarıyorum
ağır ağır, özenerek.
Yaşıyorum.
Savaşın kızıl korları saçılmış yollarına ülkelerin,
Gerekirse sıçrayan bir kıvılcım gibi alevlerden,
Zorlu engelleri aşıp, sana geri döneceğim...
Kalın kabuklarıyla direnişi gibi ağaçların,
Zorluklara göğüs gerip, direnmeli...
Yatıştırıcı serin dalgaları sabrın,
Güçlüdür savaşçıların ağır silahlarından.
İki kere ikinin sağduyusudur beni artık kuşatan.
Miklós Radnóti ,
Ağustos/ Eylül 1944 Heidenau Toplama Kampı.
Sen şimdi çok uzaklardasın.
Geceleri rüyalarımda çınlayan sesini
Saklarım içimin en kuytu köşesinde,
Eğrelti otlarının serin hışırtıları gibi
Gündüzleri de azıcık işitebileyim diye.