Korkunç Yıllar
Cengiz DağcıKorkunç Yıllar Sözleri ve Alıntıları
Korkunç Yıllar sözleri ve alıntılarını, Korkunç Yıllar kitap alıntılarını, Korkunç Yıllar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben hep böyleyim galiba... Hayatta en çok sevmediğim, korktuğum şeylerle tartışıyorum.
Sayfa 218Kitabı okudu
Herkes kalbinde kendi acısını ve dünyasını taşıyor. Yüzlerde hayatın yalnız ısdırap izleri okunabiliyor. Kimsenin kimseye baktığı yok. Kimse kimseyle konuşmuyor.
Sayfa 134Kitabı okudu
Gece kitaba bakarken ben:))
Sözler Tatarca , ama harfler Rus....
Sayfa 49 - Ötüken yayınlarıKitabı okudu
Bilir misin, o yurdu Tanrı sana emanet etti. Yalnız seninle var olacak o yurt. Sensiz, bağlarında bal yerine zehir akacak; sensiz evlerinde, saraylarında, baykuşlar ötecek; dağları aşılmaz, yolları geçilmez olacak; o cennet cehenneme dönecek.
Bu topraklar, vagonların tekerlekleri altında yılların kanlı türküsünü söylüyordu. Bu türküyü saatlerce dinledim, sonra Allahım, Allahım diye yakardım, sen bizi ayırma bu topraktan! Bu toprak bizimdir. Atalarımızın mirasıdır. Aç, çıplak kalsak da bu toprakta ölelim. Ölsek de bu toprakta ölelim. Vatanım, vatanım!
Sayfa 15Kitabı okudu
"İnsanın kendini sıhhatli bilmesi başlı başına bir saadet !"
Sayfa 86 - ötükenKitabı okudu
Mustafa’nın vücudunu yavaşça sedyeye yatırdık ve sedyeci arkadaşım önde, ben arkada odadan çıkardık. Alçalmış gök, boz bulanıktı. Lâpa lâpa yağan kar, yerle göğü birbirine bağlamış gibiydi. Yaşlı gözlerimi Mustafa’nın yüzünden ayıramıyordum. Karlar, çiçeğe konan bal arıları gibi, Mustafa’nın siyah, uzun saçlarına, sakalına konuyordu. Yüzünün bütün sertliği gitmişti. Bizler için sakladığı sevgi, içinden çıkıp yüzüne vurmuştu sanki. Şimdi yüzünde o sevgiyle benden uzaklara, uzaklara gidiyor, Osman’ın, Halil’in, Cevdet’in dünyasına gittiğini bilir gibi, sevinçli görünüyordu.
Sayfa 183 - Ötüken Yayınları
Bizim Türkler
Türk bayrakları beni şaşırtmıştı. Evet, Türkler! Ama nasıl? Nereden? Hemen barakalara koşmuştum, heyecan içinde, Türk araştırıyordum. Üç baraka da ağızlarına kadar Türk doluydu. Genç, ihtiyar, çocuk, kadın, hepsi Türk, bizim Türkler, Kırımlılar...
Sayfa 188 - ÖtükenKitabı okudu
“Herif karacahil. Öldür derlerse öldürürüm, yak derlerse yakarım, diyor. Ben politikadan anlamam, yazı bilmem, ama göğsüme bak, diyor, iki madalya kazandım, biri Kızılbayrak, öbürü Kızılyıldız, diyor. Bu gibi şeyleri ona nasıl anlatırsın? Gazeteler Rusça mı çıkıyor, Tatarca mi; onun için hepsi bir. Dilin önemi yok onun için. O, yalnız emir bilir. Emri ise biz değil Ruslar veriyorlar.”
Sayfa 51 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
"Askere gittiğinden beri iki yıl oldu. Bu iki yılda anamız biraz daha ihtiyarladı. Sen bizimle beraberken beline bir şal bağlardı, şimdi üç şal bağlıyor. Biz yattıktan sonra sobanın başında oturup birbiri arkasından sigara içiyor. Sabahları çok erken kalkıyor. İlk işi, babamızın yatağına kahve götürmek oluyor. Söze senin adınla başlıyorlar!"
Sayfa 40Kitabı okudu