Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Köylüler

Eric R. Wolf

Sayfa Sayısına Göre Köylüler Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Köylüler sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Köylüler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Antropolojinin başlangıcı dünyanın "ilkel" denilen insanları­nın incelenmesine dayanmaktadır.
Sayfa 15 - I. Köylülük ve SorunlarıKitabı okudu
İlkel toplumda ihtiyaç fazlası mallar ya da gruplar ya da grupların üyeleri arasında doğrudan mübâdele edilir; köylüler ise artıkları hâkim bir gruba aktarılan kırsal rençberlerdir.
Reklam
Evlilik
Her bir toplumsal ilişki kendini açıklamaya, meşru göstermeye ve düzenlemeye hizmet eden sembolik örüntülerle çevrilidir. Bu nedenle, bir evlilik sadece eşin bir evden diğerine geçmesinden ibaret olmayıp, müstakbel eşin ve onun akrabalarının iyi dilek ve rızasını kazanmayı; herkesin görmesi için katılanların kendilerini gösterdikleri ve eşlerin evlenme çağına eriştiklerinin ve evliliğinin içerdiği toplumsal ayarlama ve düzenlemelerin görüleceği bir töreni; evliliğin, bütün evliliklerin, insana ne kazandırdığının ve bir kez evlenince nasıl davranılması gerektiğinin herkesin önünde teşhir edilmesini içerir. Bütün toplumsal ilişkiler böyle törensellerle çevrilidir ve bunların masrafı emek, eşya veya mal ya da nakit biçiminde ödenmelidir. Eğer insanlar toplumsal ilişkilere katılacaklarsa o zaman bunun masraflarının ödeneceği bir fon teşkil etmek için de çalışmaları gerekir.
Köylülüğün Toplum İçindeki Yeri
Dünyamız sadece köylülüğün eşiğinde ilkeller ve tam gelişmiş köylüler içermekle kalmayıp, köylülüğün toplumsal servetin baş üreticisi olduğu toplumlarla köylülüğün ikinci plana itildiği toplumlar da içermektedir. Dünyada nüfusun hâlâ büyük bir kesimini oluşturan köylülüğün sadece geleneksel üretim vasıtaları ile toprağı işlemekle kalmayıp aynı zamanda toplumsal yapının bütününü destekleyen kira ve kâr fonlarını ürettiği geniş alanlar vardır. Böyle toplumlarda, bütün diğer toplumsal gruplar yiyecek ve kendilerine gelebilecek gelir için köylünün sırtına binmektedirler. Ancak, sanayi devriminin köylüden oldukça bağımsız olarak mal üreten çok büyük makine kompleksleri yarattığı toplumlar da vardır. Böyle toplumlarda, eğer hâlâ kalmışlarsa, köylüler servetin yaratılmasında ikincil bir konum işgal ederler. Üstelik servet üreten makineleri çalıştıran büyük ve artan sayıdaki sanayi işçisinin de beslenmesi gerekmektedir. Bu işçiler için yiyecek üretimi artık geleneksel tekniklerle küçük arâzilerini işleten köylülerin elinde değil, yiyecek üretimi için Sanayi Devrimi'nin teknolojisini uygulayan ve adeta tarladaki fabrikalar gibi büyük, yoğun bir sermaye yatırımı olan ve bilimsel olarak işletilen devasa çiftliklerin (plantations) elindedir. Bu çiftliklerde köylüler değil, yüksek cevher fırınını yahut eğirme makinesini işleten işçiye yapılan muamele gibi, emekleri karşılığı ücret ödenen işçiler çalışmaktadır. İster artık talebinden kaynaklansın, isterse köylüyü ekonomik bakımdan yararsız kılabilecek rekabetten kaynaklansın, her iki toplum türü de köylü için tehditler içermektedir.
Sayfa 30 - İmge KitabeviKitabı okudu
Herhangi bir köylü nüfusunu incelerken, önce ya köylü hane halkının uzmanlık isteyen zanaatlarını ne derce taşıdığına ya da zanaatların ne derece hizmetlerinin karşılığı köylü tarafından gıda maddeleri olarak başka kimselerin elinde olduğunu sormak gerekir. İkinci olarak, köylünün kendi üretimini ne derecede işlediğini ya da işlenmek üzere başkalarına verdiğini araştırmalıyız.
Köylü gelir açıklarını geçimlik üretimle dengelemek için yeterli kapasiteye sahip olmadığından pazardaki talep dalgalanmalarından sık sık zarar görürler
Reklam
Akrabalık, arkadaşlık ve komşuluk bağları sürekli bağları temsil ederlerken, en azından bireyin hayatının önemli bir kısmında süren bağlar, bizim bahsettiğimiz iktisadi bağlar tamamıyla geçici olabilir. Bir kimse domuzlarını bir hafta A'ya satmayı teklif edebilir, izleyen haftalarda ise D, F ya da Z'ye. ... Bir akrabalık şebekesinde bağlar belli iki şahıs arasındadır ve göreli olarak başkalarını dışlar. Amcan senin amcandır, arkadaşın senin arkadaşındır. Fakat şebeke pazarlardaki bağlar, doğaları gereği, öteki üreticiler, aracılar ya da tüketiciler gibi üçüncü tarafların girişine tabidir; bir pazar şebekesinde sahş yapan bir kimse herkesin dostudur, ya da herkesin düşmanıdır. Nitekim ilişki hissi olarak oldukça yansızdır. Ayrıca, sınırsız karışıklıklara açıktır.
Kolombiya'da yetiştirilen kahve Ann Arbor, Michigan'da mesai saatlerinde verilen aralar için hammadde oluşturur; Danimarka çiftliğinde üretilen tereyağı İngiliz sofrasına kahvaltılık olur; Connecticut'ta yapılan pala Meksika Körfezi'nde bulunan Paplanta'daki mağazalarda satılabilir; Alman aspirini Endonezya'daki birinin baş ağrısını iyileştirebilir. Bu nedenle bu mübadele zincirleri potansiyel olarak sadece artan sayıda aracı içermekle kalmaz fakat aynı zamanda bir köylü nüfusun üyeleri arasındaki mal ve hizmetlerin "yatay" hareketine, malların köylerden kasabalara, kasabalardan iç kesim kentlerine, kentlerden liman kentlerine ve oradan da denizaşırı pazarlara geçtiği karmaşık "dikey" bağlar da ilave eder. Böylelikle köylü kendini sadece çok sayıda aracı ve ürün işleyici ile uğraşır bulmakla kalmaz, aynı zamanda birçok düzeye sahip ve kapsamı sürekli genişleyen bir pazar sisteminin içinde bulur. Ayrıca, böyle ötelere uzanan bir sistem içine katılan köylü fiyatların artık mahalli adetler ve ihtiyaçlar tarafından ayarlanmadığını, kendi mahalli dünyasının çok katlı ilişkilerince tayin edilmediğini, fakat bütününü anlayamadığı ve kesin olarak kontrol edemediği çok daha kuvvetli arz ve talep güçlerince ayarlanıp tayin edildiğini fark edebilir.
Yıl içinde, fakir köylüleri, ellerindeki ürünü hemen satmaya zorlayan ihtiyaçlar ortaya çıkabilir. Bu fakir köylülerin ürünlerini "elde tutma" güçleri yoktur. Bunlar, zengin köylülerin yaptıkları gibi, ürün fiyatlarının en avantajlı olduğu zamana kadar bekleyemezler. Bunu takiben de aynı bireyler azalan erzaklarını takviye etmek için sık sık sattıkları ürüne benzer ürünleri sattıkları fiyattan daha yüksek bir fiyatla pazardan satın almak zorunda kalabilirler.
Pazar sistemi bir bütün halinde topluma tahakküm etmeye başlayınca, ister hami-yanaşma ilişkilerinde, ister bölgesel pazarlarda sürdürülen düzenlemelerde vücut bulmuş olsunlar, mahalli düzeydeki grup tekellerini de çözmüştür. Böyle bir yerde pazar sistemini cemaatin içine nüfuz eder ve bütün ilişkileri satılık malı olan bireylerin tek çıkarlı bir ilişkisine dönüştürür halde buluruz. Y
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.