Dünyamız Ötesine Heyecan Verici Bir Bakış

Kozmik Bağlantı

Carl Sagan

En Eski Kozmik Bağlantı Gönderileri

En Eski Kozmik Bağlantı kitaplarını, en eski Kozmik Bağlantı sözleri ve alıntılarını, en eski Kozmik Bağlantı yazarlarını, en eski Kozmik Bağlantı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yüzyıllardır insanoğlu güvenli, rahat ve hatta düzenli görünen bir evrende yaşıyordu. Dünya yaratılış için seçilmiş yerdi ve insanoğlu ölümlü yaratıkların do­ruk noktasıydı. Bu inanışlar zaman aşımına uğradı. Şim­di çok küçük, hatta Jüpiter’in bulutlarında bulunan bazı yapılardan bile daha küçük, bir kaya ve metal yığınında yaşadığımızı biliyoruz. Samanyolu, Galaksiyi oluşturan iki yüz milyar gü­neşten biri olan yıldızımız, Güneş, küçük, soğuk ve cazibesizdir. Samanyolu’nun merkezinden o kadar uzak ki, ortalama 300.000 km/saniye yol alan ışık, Dünyadan bu merkeze varabilmek için 30.000 sene gitmelidir. Uzay­da milyarlarca galaksi bulunduğunu düşünürsek Saman­yolu Galaksisi’nin hiç de dikkat çekici olmadığını anlarız. Artık «dünya», «evren» anlamına gelmiyor. Diğer birçokları gibi bir dünya da yaşıyoruz.
Sayfa 59 - EKitabı okuyor
Kozmik açıdan bakıldığında her birimiz değerliyiz.Eğer bir insan sizinle aynı fikirde değilse,onu olduğu gibi kabullenin.Yüz milyar galaksi içinde ondan bir tane daha bulamayacaksınız.
Reklam
Amerika’da ve birçok ülkede astronomi geleneksel öğretim programlarında yer almaz. Birkaç istisna dışın­da, okula başlayan öğrenci mezun olana kadar, evrenin neresindeyiz, buraya nasıl geldik, ne yöne gitmekteyiz gi­bi sorulara rastlayamaz. Eski Yunan’da kişiye gerekli olduğu düşünülen beş-altı dersten birisi astronomiydi. Birinci sınıflarla, hippi­lerle, kongre üyeleriyle, taksi şoförleriyle konuşurken, astronomiyle ilgili konulara büyük bir merak duyulduğu­nu anladım. Amerikan gazetelerinin pekçoğunda günlük astroloji sütunları yayınlanır. Kaç tanesinde günlük ast­ronomi ve hatta bir bilim sütunu görebilirsiniz? Bu konudaki bilgilerimizi arttırmak için daha fazla çaba harcamalıyız.
Sayfa 83 - EKitabı okuyor
Bilim bize,bir canlı türü olarak hayatta kalmak istiyorsak,millet,din ve ekonomi gibi fikirlerden çok,insanlık fikri çatısı altında toplanmamız ve daha barışçı,çevreci bir dünya algılayışı geliştirmemiz gerektiğini söylüyor.
Venüs’ün koşullarına benzer bir yer insanoğlunun batıl inançlarında, kültüründe ve efsanelerinde yaratılmış­tır. Buraya Cehennem diyoruz. Eski inançlara —örneğin, eski Yunan’da— göre ruhların tümü buraya ölümden son­ra gider. Hristiyan inancına göreyse ölümden sonra gi­dilebilecek iki yerden birisidir. Sıradan bir kimsenin Ce­hennem hayali —yakıcı, boğucu, kötü kokulu ve kırmı­zı— Venüs’ün yüzeyini tanımlayabilir. Dünya’daki biyolojik moleküller Venüs’de derhal par­çalanır oysa organik moleküller —örneğin, karmaşık hal­kalı yapıları olanlardan bazıları— Venüs’ün koşullarında oldukça sabit kalabilir. Orada hayat bulunmadığını söy­lemek zordur, ama bizim tanıdığımız yaşam türlerinden değişik olduğuna kesinlikle inanabiliriz. Orada yaşayan organizmanın kösele gibi derisi bulunmalıdır. Yüksek at­mosfer basıncı nedeniyle, kolay hareketi sağlamak için, ufak güdük kanatlara sahip olmalıdır, aksi halde kanat çırpmak için çok aşırı enerji harcayacaktır. İnsana ve ke­çiye benzer özellikleri hariç tutulursa, şeytan, Venüs’ün yerlisi bir canlıya benzer denilebilir. Binlerce yıldır Venüs ve Cehennem özdeşleştirilmiştir.
Sayfa 97 - EKitabı okuyor
299 öğeden 301 ile 299 arasındakiler gösteriliyor.