En Beğenilen Kuğunun Son Şarkısı kitaplarını, en beğenilen Kuğunun Son Şarkısı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kuğunun Son Şarkısı yazarlarını, en beğenilen Kuğunun Son Şarkısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kınalızâde Ali Efendi Ahlâk-ı Alâî'sinde erkek veya kadının aşık olmasının çok zararları bulunduğunu söyler. Ona göre aşk bütün saadet kapılarını kapatan bir felakettir.
Bir kuğu ölmeden önce en güzel sesini aşikar edermiş...
Şeyh Galib'in çağdaşlarıyla birlikte (dede, rakım, halet) ele alınan romansı biyografisi. Ne güzel okundu, nasıl bitti anlamadım. İçinde Galip'in Beyhan sultana aşkı ve bu aşkın yankıları da bulunmakla birlikte birçok bilgi de vardır. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur romanındaki Mümtaz karakterinin Şeyh Galip hayranlığı gibi. Ya da yazarın kitapta anlattığına göre, Şeyh Galip',in Hüsn-ü Aşk'ında bahis olunan ,o pek meşhur "alev denizini mumdan gemilerle geçme" sahnesi,genç şairi ilk gençlik yıllarında fazlaca etkileyen ve hemen hemen bütün İstanbul'u kül eden cibali yangını etkisinde yazılmış olması gibi.
Hüsn-ü Aşk'a yolu düşen, yolu düşüp de içine tam anlamıyla bu eseri sindirmek isteyen tüm okurlara tavsiyemdir.
Kaknus güzel fakat acayip bir kuştur. Yeri yurdu da Hindistan’dadır. Uzun, kuvvetli bir gagası vardır. O gagada ney gibi birçok delik bulunur. 360 tane delik vardır. Sonra bu kuşun eşi de yoktur; tektir bu kuş! Her delikten başka türlü bir ses çıkar; her sesten de başka bir nağme duyulur. Bütün kuşlar susarlar. Onun sesinin güzelliğinden hepsinin de aklı başından gider. Bir filozof vardı; bir müddet onunla düştü kalktı ve müzik bilgisini onun sesini taklit ederek meydana getirdi. Bu kuşun ömrü bin yıla yakındır. Öleceği vakti bilir. Öleceğini anlayıp da kendisinden ümidi kesti mi çalı çırpı toplar, onları çepeçevre yığar. Tam ortasına da kendisi geçer, yüzlerce türlü nağmelerle feryada başlar. Âdeta ruhunun her deliğinden başka çeşit bir dertli nağme çıkar. Hem feryad eder, hem de ölüm derdinden gazel yaprağı gibi titrer. Onun feryadını duyup işiten bütün kuşlar, onun coşkunluğunu gören bütün yırtıcı hayvanlar, karşısında düşüp ölürler. Hepsi onun ağlamasına bakar, bir kısmı da dermansız takatsiz bir hale düşüp ölür gider. Onun bu ölüm günü acayip bir gündür. Gönüller yakan feryadından adeta gönüllerden kanlar damlar. Nihayet bir soluk ömrü kalınca şiddetle kanatlarını çırpar. Kanadından bir kıvılcım çıkar; alev alır, ateşlenir. O ateş çevresindeki çalı çırpıyı tutuşturur; bu suretle tamamıyla yanıp gider. Külde bir zerre bile ateş kalmayınca, o külden başka bir kaknus kuşu meydana gelir. Hiç kimseye böyle bir şey nasip olur mu? Öldükten sonra doğsun ya da doğursun! Feridüddin Attar