Küresel Vicdan
Mehmet AltanÖne Çıkan Küresel Vicdan Gönderileri
Öne Çıkan Küresel Vicdan kitaplarını, öne çıkan Küresel Vicdan sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Küresel Vicdan yazarlarını, öne çıkan Küresel Vicdan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Küresel vicdanın teşekkülü ve yaygınlaşması için daha vakit var gibi; ama unutmayalım ki şartlar hazır.
Bir toplumun değişip değişmediğini en iyi gösteren şey, o toplumun istihdam yapısıdır. Bu bakımdan toplumun çalışan nüfusunun nerelerde istihdam edildiği büyük önem kazanır.
Ulus-devlet sınırlarının aşıldığı bir dünyada ortak sorunları paylaşan insanların ortak çözümler bulması gerekiyor. Bu çözümlerin anahtarı ise küresel vicdandır. Küresel vicdan sadece kendi içinde yaşadığı toplumdan değil, dünyanın her coğrafyasından da sorumlu olmayı gerekli kılıyor. Ulusların karşılıklı-bağımlılığı bunu ekonomik anlamda da zaruri hale getiriyor.
Küreselleşmeyi dikkate alırsak, dünyanın trend olarak, bir "empati uygarlığına" doğru gittiğini söyleyebiliriz. Yine de çalışanla çalıştıran arasındaki fark henüz nihai olarak ortadan kalkmış değildir. Bu fark ancak yeryüzünde yaşayan 7 milyar insanın ihtiyaçları rahatlıkla karşılandığında, hatta ihtiyaçlarının üzerinde bir üretim olduğunda ortadan kalkabilir. Hızlı adımlarla bu yeni çağa doğru adım attığımızı, insanlık tarihinin yeni bir döneminin inşa olduğunu, bu değişimi sağlayan unsurun ise teknoloji olduğunu belirtmek gerekir.
Çalışma etiğinin yüksek olduğu toplumlarda, gelişmişlik düzeyi de genellikle yüksektir. Zira çalışma etiğine sahip olmak bir kişilik özelliği olduğu kadar, kültürel bir olgudur ve her kültürel olgu gibi sosyalizasyon ve eğitim süreçleri ile aktarılabilir.
Sermayenin değil, beyinsel yaratıcılığın zenginliğin kaynağı olmaya başladığı yeni dünyada toplumsal örgütlenme de, düşünce de değişmeye başladı. Sanayi sonrası yeni dönem, ırka dayalı ulus-devleti aşarak, insanların örgütlenme biçimi olarak aynı değerleri temel aldıkları bir küreselleşmenin dinamiklerini pekiştiriyor. Bu dönemin yeni ideolojisi de insan odaklı bir örgütlenme ve yönetim zihniyetini içeren Panhümanizm olacak.
Her varlık ancak kendine özgü etkinliği geliştirerek mutlu olabilirdi. İnsanın potansiyeli en üst düzeyde akıl yürütme yetisi olduğuna göre, insan ancak aklını kullanarak mutlu olabilirdi.
Fakat iyinin nesnel varlığı kabul edilse bile, bu herkesin her zaman iyi olanı yapacağı anlamına gelmiyordu. İyiye ulaşmanın yolu herkesin kendi üzerine düşeni yapmasıydı. Platon'a göre bu, adaletin tanımıydı ve ruhun üç öğesi olan akıl, duygu ve istek arasında uyum kurabilmekle mutluluğa ulaşılabilirdi.
Bilgi toplumunun ve ekonomisinin, beyinsel yaratıcılığın bu kadar öne çıktığı bir çağda, insanın kutsallığını teslim eden küresel bir vicdana ihtiyaç var.
Dünyada her yıl, sağlıklı suya ulaşamadığı için sekiz milyon insan ölüyor.