Kurtlarla Koşan Kadınlar kitaplarını, Kurtlarla Koşan Kadınlar sözleri ve alıntılarını, Kurtlarla Koşan Kadınlar yazarlarını, Kurtlarla Koşan Kadınlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Buna karşın ve belki biraz mantıksız bir şekilde, ateşin sönüp gitmesi Vasalisa’nın boyun eğmekten çıkıp ruh halini değiştirmesine yardımcı olur. Bu, onun eski hayat tarzını ölüme terk edip korkudan titreyerek yeni bir hayata, daha eski, daha bilge türden içsel bir bilişe dayanan bir hayata, adım atmasını sağlar.
“Bir varmış, bir yokmuş…” Bu paradoksal cümle, öykünün, hiçbir şeyin ilk göründüğü gibi olmadığı dünyalar arasındaki- dünyada geçtiği konusunda, dinleyicinin ruhunu uyarmayı amaçlar. Öyleyse başlayalım.
Her zaman sizinle olan, size meselenin tam olarak ne olduğunu, tam olarak sola mı yoksa sağa mı gitmeniz gerektiğini söyleyen yaşlı bilge bir kadına benzer.
Sevmek, onunla birlikte kalmak demektir. Fantezi dünyasından çıkıp kalıcı bir sevginin mümkün olduğu; yüz yüze, kemik kemiğe bir adanma sevgisinin mümkün olduğu bir dünyaya girmek demektir. Sevmek, her bir hücreniz "Kaç!" derken, kalmak demektir.
Bir kadın, kendisi olduğu zaman başkalarını kendisinden uzaklaştıracağını hissedebilir, ama ruhu meydana çıkarmak ve değişiklik yaratmak için gereken, tam da bu psişik gerilimdir...
Pek çok vahşi huylu kız çocuğu için babanın çökmüş bir adam, her gece kendisini ceketiyle birlikte dolaba asan bir gölgeden ibaret olduğu kolayca söylenebilir.
Kendimiz olmamız, diğer pek çok kişi tarafından dışlanmamıza neden olur,buna karşılık başkalarının istediklerine boyun eğmemiz de kendi kendimizden sürgün edilmemize yol açar. Bu azap verici bir gerilimdir ve katlanmak gerekir, ama bizi bekleyen seçim çok açıktır.
Yeni bir şeyi tekrar ekmek ve büyütmek için en iyi topraktır dip. Bu anlamda dibe vurmak, son derece acı verici olsa da, aynı zamanda tohum ekmenin zeminidir.
Aradığınız her şeyin de sizi aramakta olduğu; öylece durursanız, sakince oturup beklerseniz onun sizi bulacağı söylenir. O uzun bir süreden beri sizi beklemektedir.
Kadınlar olarak kendimizin ölü ve parçalanmış kısımlarını geri çağırmak, hayatın kendisinin ölü ve parçalanmış kısımlarını geri çağırmak bizim meditasyon pratiğimizdir. Ölmüş olandan yeniden bir şey yaratan, her zaman için iki taraflı bir arketiptir. Yaratıcı Anne her zaman Ölüm Anne'dir ve bunun tersi de geçerlidir. Bu ikili doğa ya da ikili görev nedeniyle bizi bekleyen en önemli iş, çevremizde ve içtiğimizde neyin yaşaması, ikisinin de zamanlamasını kavramak; ölmesi gerekenlere ölmesi için, yaşaması gerekenlere yaşamaları için izin vermektir.