Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı

Halil İnalcık

Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı Gönderileri

Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı kitaplarını, Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı sözleri ve alıntılarını, Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı yazarlarını, Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplum, yaşanan zaman, sürekli bir değişim içindedir. Fakat belli bir toplumun temel yapısını, inanç ve değerler sistemini, örfüadatını, davranış biçimlerini yine de belli bir dönem içinde devamlılık halinde buluruz. Nasıl ki, bir insan kişiliği sonraki aşamlarında ne kadar değişse yine de çocukluk, gençlik çağındaki eğitim, deneyimler, alışkanlıklarından kurtulamaz; toplumlar da tarihlerinden kopup sıyrılamaz. Tarih toplumun geçmiş hayatıdır ve onun halini ve geleceğini belirleyen en güçlü faktördür. Toplumun bugünkü koşullarını, sorunlarını anlamak için mutlaka geçmişe bakmak zorundayız. Kökten değişmeler sonunda bile, neyin değiştiğini anlamak için geçmişe bakmalıyız.
Sayfa 129 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti'nin devamı değildir.
Sayfa 75 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Osmanlı Devleti'nde egemenlik, Osmanlı hanedanının tekelindedir, patrimonyal bir karakter taşır, yani ülke ve halk, hanedanın babadan oğula bir mülkü gibi algılanır. Osmanlı devleti'nde bireyler tebaadır, kuldur; Türkiye Cumhuriyeti'nde ise bireyler eşit hakka sahip vatandaştır.
Sayfa 75 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Bilge Kağan diyor ki: '' Kağan olup yoksul fakir budunu hep bir araya getirdim, fakir budunu zengin yaptım, az kavmi çok kıldım.''
İmparatorluk döneminde olup biten bu yıkıcı gelişmelerden alınacak ders, askeri darbe hareketlerinin bir çözüm getirmediği, aksine daha ağır sorunlara yol açtığı, düşmana fırsat verdiği ve dağılmayı çabuklaştırdığı gerçeğidir.
Sayfa 26
2. Mehmed'in (Fatih) Toprak Reformu Hakkında "Bu reform, binlerce vakıf ve mülkün, şahısların özellikle din adamlarının eline verilmiş toprakları tekrar devlet kontrolüne almak ve ordu mensuplarına göreve bağlı olarak dağıtmaktan ibaretti. Bu reform, özellikle tekke, zaviye mensupları arasında yıllar süren derin bir hoşnutsuzluk doğurmuş, halefi II. Bayezid tahta çıkınca vakıf ve mülkleri geri vermiştir."
Reklam
Özetle, Osmanlılar Orta Asya Türk Menşei bilinci içindeydiler. Ancak sonradan siyasi düşüncelerle Türkmenliğe karşı cephe almışlardır; özellikle saf bir Türkmen devleti olarak Doğu Anadolu'da rakip Akkoyunlu devleti yükselince, Osmanlı sarayı ve bürokrasisi Türkmen etnik menşei üzerine durmaz oldu.
Osmanlılar kendilerinin Oğuz Türkleri'nden olduklarını çok iyi bilmekteydiler.
Osmanlı pâdişâhları, II. Murad döneminde ortaya çıkan bir iddiaya göre, Oğuz’un büyük oğlu Günhan’ın oğlu Kayı Han’dan indiklerini iddia etmişlerdir
İslam dini, birey ile Tanrı arasında bir klerikal aracı tanımaz. Bununla beraber Osmanlı tarihinde ulema ve medrese, klerikalizme vücut vermiştir. Cumhuriyet, esas itibariyle İslamiyet'e karşı değil, bu klerikalizme karşı bir harekettir.
Reklam
Cumhuriyet, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünde ifadesini bulur. Bu ilkeyle, Osmanlı siyasi sistemi, kökünden yıkılmıştır.
I. Dünya Savaşı sonunda padişahlık çökünce, Garpçılık ideolojisini hayata geçiren Atatürk'tür. Atatürk'ün fikirleri daha o dönemde olgunlaşmış, radikal garpçılığı temel kavram olarak benimsemiştir.
Meşrutiyet fikrini Şinasi gazetesinde şöyle ilan ediyordu: "Bildirir haddini sultana senin kanunun"
Ticaret ve Ceza mahkemeleri, şer'i mahkemeler ile ile yan yana işleyen laik mahkemelerdi.
272 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.