Yazarın tanışma kitabı bu eseri oldu. Başlangıçta pek çözemedim fakat heykel alegorisi üzerinden birçok duruma atıfta bulunmuş yazar.
Bu 100 sayfalık küçük öykü kitabında bir heykelin üzerinden bir mezarlık alanında insanların haletiruhiyesi, mezarda yaşanan gömme olayları, mezarlığa deney için gelen gençler, sarhosundan tutun da dinine bağlı insanlara kadar mezarlığa gelen ve orada hem duasını edip hem de kendilerini anlatan silüetler var.
Dedim ya biraz da özeleştiri yapmamızı sağlayan, kendimize bir ayna gibi bakmamızı sağlayan olaylar zincirinin sonunda aslında yaşamanın ölüm denen olgunun ötesinde bir işlevi olmadığı, tüm istek, ihtiyaç ve kosturmacanın sonucunun insan hayatını sona erdirecek bir olgu olduğu sonucu doğuyor.
Yazarın anlatım dili beni oldukça etkiledi. Kısa öyküye çok güzel anlamlar sığdırmış ve sonrasında insanın aklına şu geliyor günlük hayatta yaşayan insanların hatta bizim davranışlarımızda dikkat etmemiz gereken şeyin insanları kırmamak olduğu, insan ilişkilerinde her zaman karşı taraftaki insanın yerine de kendimizi koymak gerektiği kanısındayım.
Bireysel psikoloji, heykel bilimi, sanat tarihi ve ölüm ile alakalı güzel bir eser. 10 üzerinden 10.
