Öne Çıkan Lâ: Sonsuzluk Hecesi kitaplarını, öne çıkan Lâ: Sonsuzluk Hecesi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Lâ: Sonsuzluk Hecesi yazarlarını, öne çıkan Lâ: Sonsuzluk Hecesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aklım iyi ki almıyor. Çünkü yaratan, yarattığı şeyin sınırları içine nasıl sığabilir? Onunla nasıl anlaşabilir, bilinebilir? Onun hükmü altına nasıl girebilir?
Ve insan olan ancak kendi doğasındaki ahenkte, düzende, güzelde, iyilikte dinlenebilirdi. Oysa; insanın kendi doğasına aykırı davranışı. Kendi kendisine yabancı kalışı. Kalbin kendini inkarı. Hiç ummadığı yerden yara alışı. Hiç ummadığı kadar zalimce yaralayışı. Kınadığını kendinde tekrarı. Bir yanıyla en güzel olanın hemen ardından en çirkin olması. En güzeli yaşatanın en korkuncu tattırması. Yasak meyvenin tadına bakışı hasılı. Başkaldırışı.
Zulüm, başka neydi ki?
BEN SENİN NEYİNİM? Kendi ismini öğrenen Havva, Adem’in yanıbaşına uzandı. Kolu başının altında, gözleri bulutlarda. Yumuşak ve tatlı bir sesle, söyle, dedi, ben nereden geldim? Nereliyim, neredenim? Özüm aslım ne benim? Hani ya, merak onun özelliğiydi. Aynı özden yaratılmış olmalıyız biz, dedi Âdem. Aynı cevherden aynı yerdeniz. Aynı yurttan gelmişiz aynı evdeniz. Sol yanında boşalan yerin acısını unutmuştu. Öyle sıcak, öyle içten, öyle tatlı, öyle şirindi ki Havva, öyle candandı ki aşikâr edilmemiş bile olsa, Âdem onunla bir candan yaratıldığını şeksiz şüphesiz bilebilirdi.