Bu hayatta insanın en büyük ihtiyaçlarından birisi 'anlaşılmak' denir ya, bu tür kitapları okurken bunun doğruluğunu bir kere daha farkediyorum. Yazarın kitaplarını okurken yakaladığınız en belirgin his bu aslında; yalnız değilim, birileri beni anlıyor.
Bunun bir sebebi, satırlardan okura geçen doğallık, samimiyet. Diğeri de tamamen hayat ve güncel konular odaklı bir içerik olması. Derinlemesine ya da karışık değil, bugün ne hissediyorsun, ne yaşıyorsun, o var bu kitapta. Çayları doldurduk, dertlerimizi yanımıza aldık, oturduk hep birlikte sohbet ediyoruz.
İlk aklına gelen nedir dersem, muhtemelen 'insanlar' diyeceksin. Sırtından vuranlar, çok sevildiğini sanırken terk edenler, sanal alemdeki samimiyetsizlikler, yalanlar, saygısızlıklar, kötülükler... Yazar da bunlar için farklı bir bakış açısı sunacak sana. Bazen duymak istemediklerinle yüzleştirecek, bazen de tam ihtiyacın olanı söyleyecek. Mesela, artık bitmiş bir şey için neden çabalıyoruz ki, gitmen gerektiğinde durmaya devam edersen kendine zarar verirsin diye hatırlatma da bulunuyor.
Peki hep şikayet mi edeceğiz? Tabiki hayır, bazı şeyler yaşanması gerektiği için yaşanmıştır. Vardır bunda da bir hayır deyip, tecrübe kabul edeceğiz. İnsan böyle büyüyor, olgunlaşıyor. Yazarın dua niyetine çok güzel cümleleri var. Özellikle kitaba adını veren bölüm içiniz sıkıldığında açıp okuyabileceğiniz şekilde yazılmış.