Okuduğum ilk Sait Faik kitabı oldu. 22 ayrı öyküden oluşan bu kitapta, Sait Faik’in tam bir gözlem adamı olduğunu anladım. Okuduğum her öyküde kendimden ve yurdum insanından bir şeyler buldum.
En beğendiğim öykü “Baba-Oğul” oldu. Kısaca bahsedecek olursam, bir gazete müvezziinin iki çocuğu varmış. Biri okul mokul dinlemeyen mahalle çocuğu diğeri ise uslu, okuluna gidip gelen kibar çocuk. Mahalle çocuğu, okul okumadığı için gidip gazete müvezzii olmuş, kibar olan ise tıp okuyup Avrupa’ya gitmiş ve yurda büyük bir doktor olarak dönmüş. Öyledir ya, Avrupa görüp, doktor olduktan sonra külüstür babasını tanımamış bile. Babasına, kendisi gibi gazete müvezzii olan, okumamış çocuğu bakmış tabii.
Babası, diğer oğlan için “Doktor oldu ama, adam olamadı” diyor ve kesinlikle çok haklı.
Yorumumu kitaptan bit alıntıyla bitirmek istiyorum;
“Ölüye ağlayamayan insanların huzursuzluğu içindeyim. Gülenlere kızıyorum. Halbuki ben yaşamayı severim, delicesine!”