Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çanakkale'de Oluk Oluk Kanın Aktığı Bir Savaşın Hikayesi

Mahşerin Kanlı Çiçekleri - Çanakkale

Ali Kuzu

Mahşerin Kanlı Çiçekleri - Çanakkale Gönderileri

Mahşerin Kanlı Çiçekleri - Çanakkale kitaplarını, Mahşerin Kanlı Çiçekleri - Çanakkale sözleri ve alıntılarını, Mahşerin Kanlı Çiçekleri - Çanakkale yazarlarını, Mahşerin Kanlı Çiçekleri - Çanakkale yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ancak, birden içlerinden biri avaz, avaz bir marş söylemeye başladı!. Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı Al sancağı teslim etti Allah'a ısmarladı. Boş oturma çalış dedi. Hizmet eyle vatana Sütüm sana helal olmaz, saldırmazsan düşmana..
Reklam
Onlar, bu savaş için çok küçüktüler. Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı..
Çanakkale
Yer gök top sesleriyle inliyordu. Her mermi düştüğünde ölenlerin kol, bacak, el, ayak gibi parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu. Bir gün önce şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplamış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde bir yumak gibi birbirine sarmış tir, tir titriyorlardi.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yıl 1915; Yer gök top sesleriyle inliyordu. Her mermi düştüğünde ölenlerin kol, bacak, el, ayak gibi parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu. Bir gün önce şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplarmış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde bir yumak gibi birbirine sarılmış tir, tir titriyorlardı. Onlar, bu savaş için çok küçüktüler. Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı. Ancak, birden içlerinden biri ava,z, avaz bir marş söylemeye başladı!. Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı Al sancağı teslim etti Allah'a ısmarladı. Boş oturma çalış dedi. Hizmet eyle vatana Sütüm sana helal olmaz, saldırmazsan düşmana Biraz sonra ona bir arkadaşı daha katıldı. Biraz sonra biri daha... Marş bitiyor yeniden başlıyorlar. Bitiyor bir daha söylüyorlar. Avaz, avaz!.. Gözleri çakmak, çakmak... Hücum anı geldiğinde hepsi süngü takmış, tüfeklerine sımsıkı sarılmış, gözleri yuvalarından fırlamış dişler kenetlenmiş bekliyorlardı. O an geldi. Birden yüzbaşı "Hücum!.."diye bağırdı. Bütün bölük, bütün tabur, bütün alay cephenin her yerinden fırladı. Tam o anda, o çocuklar kurulmuş gibi siperlerden fırlayıverdiler. İşte o an, bir makineli yavruları biçiverdi. Başak taneleri gibi dökülüverdiler. Hepsi sipere geri düştüler
Mahşerin Kanlı Çiçekleri - Çanakkale
Mahşerin Kanlı Çiçekleri - ÇanakkaleAli Kuzu · Parola Yayınları · 201450 okunma
İnsanlık dersi
Fransız generali bridges: Fransızlar türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için iftihar etmeliler. Savaş sahasında döğüş bitmiş bir türk askeri yerde yatan yaralı fransız askerine yardım etmekte General niçin öldürmek istediğin bir askere yardım edersin diye sorar Asker bu fransızın cebinden yaşlı bi kadının resmi çıkar herhalde annesi benim kimim kimsem yok istedim ki o kurtulsun anasına kavuşsun General ağladığı sırada emir subayı gider askerin yakasını açar manzara dehşet göğsünde çok ağır yara vardır ve yarayı tıkayan birkaç ot generalin ağlaması durmaz biraz zaman sonra iki askerde ölürler FRANSIZ GENERALİ BRIDGES
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
HAKKIMI HELAL ETTİM
Yaralı asker (halil) ve komutanı arasında geçen konuşmalar : Ölme ihtinalim çok fazla ibrahim onbaşıdan 1 mecidiye borç aldım göremezsem söyleyin hakkını helal etsin bu pusulayıda ona yazdım verin ve şehit olur. Biraz zaman sonra ibrahim yaralıların içinde gelir komutanına bir pusula verir ve şehit düşer Pusulada yazan:halil benden borç almıştı göremezsem söyleyin ben hakkımı helal ettim
L. Armstrong diyor ki : ‘’ İngilizler her şeyi noktası noktasına hesaplamıştı. Toplar, askerler, stratejik mevziler iyice düşünülmüştü; bütün hesaplar tamamdı, artık bu ordunun karşısında hiç bir kuvvet dayanamazdı... Fakat biz, yani İngilizler bir noktayı Türk Generali Gazi Mustafa Kemal’i hesap etmemiştik.’
Sayfa 264Kitabı okudu
Kınalı Ali
‘’Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler. Kardeşime de yakma demişsin. Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler. Bizde üç şeye kına yakarlar; 1- Gelinlik kıza, gitsin ailesine, çocuklarına kurban olsun diye 2- Kurbanlık koça, Allah’a kurban olsun diye 3- Askere giden yiğitlerimize, vatana kurban olsun diye
İngiliz muhabiri diyor ki: "İngilizler her şeyi noktası noktasına hesaplamıştı. Toplar, askerler, stratejik mevziler iyice düşünülmüştü; bütün hesaplar tamamdı artık bu ordunun karşısında hiçbir kuvvet dayanamazdı... Fakat biz, yani İngilizler bir noktayı Türk Generali Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü hesap etmemiştik."
Reklam
Onların futbol topları yoktu. Çaputları birbirine dolayıp bezden bir top yapmışlardı belki. Onunla da kim bilir kaç kez oynama fırsatı bulmuşladı? Sizce en büyük eğlenceleri neydi? Gökyüzünde sallanan bir uçurtmaları olmuş muydu? Gece yattıklarında neyin hayali ile uyumuşlardı? Hayal kurmak için hiç fırsatları olmuş muydu acaba?
İstihkam yıkıntıları arasında dolaşmakta olduğu sırada bir ağacın altına uzanmış olan bir askerin hali dikkatini çekti ve yanına gidip; "Ne var evlat" diye sordu. Nefer hemen yerinden fırlayıp esas duruş vaziyeti aldı. Çünkü sesi tanımıştı. Ama gözleri başka tarafa bakıyordu. "Gözlerine bir şey mi oldu oğlum?" O nefer tok sesiyle "Üzülmeyin efendim" diye cevap verdi. "Benim gözlerim göreceğini gördü" dedi. Cevat Paşa sessiz sessiz ağlıyordu.