Özgürlüğü koparılmış coğrafyalardan uzanan sonradan gülme bir bitki gerçekliği.
Ne kadar kötü olunabilirse ilk bab’da o kadar kötü bir vuruş,kötü oynanmış bir maç gibi başlıyor hayatına Malcolm X.
Önce kara bir bulut gibi geziniyor yaşamının üzerinde,nereye yağacağı konusunda fikirsiz.
Bulanılmış bir akıl,kaybedilmiş bir öz,yıpratılmış değerler üzerinden başlıyor hayatına.
Gerçek gördüğü her şey yapma bir çiçek,kalibresiz bir mermi,sıksan sesten başka bir şey çıkarmayacak vasıfsız bir kovan.
İhtida etmesi islamla tanışmasından kaynaklanıyor.
Kaynağı gür olan bir sudan beslenmek,bütün arklarını dolduruyor onun.
Akmak için gideceği yolu,kazmasını vurarak batıl olana,islamdan gelen suyun önünü açarak yapıyor.
Sonra elinden alınan;değerlerini,inançlarını,kültürlerini,yaşamlarını,topraklarını,kandırılmış olmamanın uyanmasını yaşayarak farkına varıyor.
Boş bir kova olarak akmayan suyun altında duran Malcolm X,kendisini dolacağı ve taşacağı bir çeşmenin altına götürüyor.
Taştıkça etrafı filizleniyor,bozkırları yeşeriyor,toprağına can geliyor.
Kitabı okurken karşılaşılan o boş silah,ilerleyen sayfalarda yerini tam teçhizat bir silaha bırakıyor.
Ve namluyu çevireceğiniz yer,sizi aldatanlara doğrultulmalı ki yanlış hedefi vurmayasınız sonucu çıkıyor.
