Karıncaya
“Nereye gidiyorsun?”
demişler.
“Hacca”
demiş.
“Sen bu bacaklarla Hicaz’a nasıl varırsın?”
diye sormuşlar.
“Varamazsam yolunda ölürüm”
cevabını vermiş.
O ömründe bir tek defa, bir tek saadete vukuundan evvel inandı: İstiklâl Zaferine.
Doğacaktır sana vâdettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.
“Bu sefer nasıl inandın?” dedim.
“Başımızdaki adamı kim görse inanırdı.” dedi.
“Bu sözlere karşı, ne dedi Akif?”
“Tarık Bey” dedi, “ben yemin etmem, fakat işte yemin ediyorum. Ben Millî Mücadele’de yanında bulundum, yakından tanıdım. Vallahil’azm, eğer Atatürk olmasaydı bu zafer kazanılamazdı.”
Tok sözlülük… Öfke… İşte Akif’in kendinde ve başkasında sevdiği şeyler. Kızan adam çıplak gezen adam demekti; güler yüzlülük heyet-i içtimâiyenin insanlara taktığı maskeydi.